27 Haziran 2011 Pazartesi

AYAZLI MAHALLESİ HALKI, HAYVAN KATİLLERİNE NEDEN SUSUYORSUNUZ?

AKÇAKOCA'NIN AYAZLI MAHALLESİNDE MEVLÜT İSİMLİ VİCDANSIZ ŞAHIS 13-14 YAŞLARINDAKİ ÇOCUKLARIN ELİNE TÜFEK VEREREK "GÖZÜNDEN VURUN, GÖZÜNDEN" NİDALARIYLA İKİ KÖPEĞİN YARALANMASINA NEDEN OLDU.
Pazar günü güpegündüz işlenen bu cinayeti görenlerin " Ne yapıyorsun, suç işliyorsun" uyarılarına "geberteceğim, zehirleyeceğim hepsini, tavuklarıma rahat vermiyorlar" diye öfkeli sözlerle saldırdı. Şehir içinde beslediği tavuklara avlu yapmak yerine suçsuz hayvanları öldüren; Kanun, hukuk tanımayan VİCDANSIZ bu şahsı, savcılığa şikayet edecek yürekli,vicdanlı görgü şahitleri aranıyor. Olaya tanık olan insanların bu şahsın saldırgan tutumundan çekindikleri için şikayette bulunamadıkları öğrenildi. İstatistiklere göre, bugün çocukların eline tüfek vererek hayvan katili yapanlar, yarın potansiyel insan katili de yetiştirmiş oluyorlar.
Yaralı iki köpeğin can havli ile bilinmeyen bir yerelere kaçtıkları öğrenildi. Şimdi onlar, bilinmeyen bir yerde acı çekerek ölümü bekliyorlar.

Ayazlı mahallesinde mayıs ayında köpeklere zehir atılmış, Miner'in kedisi Selena da zehirlenmişti. Artık bu cinayetlere dur demek gerek...

25 Haziran 2011 Cumartesi

FELÇLİ KEDİMİZ TAM BİR SAVAŞÇI.



Yaşama güdüsü bu kadar güçlü başka bir canlı tanımadım. Balkona girince tıslayıp doğru komodine sığınıyor. Bir aydır bizimle olmasına rağmen hala vahşi kedi özelliklerini kaybetmedi.Tuvaletini kuma yapıyor ve mamasını kendi yiyiyor. Onu değil yakalamak artık yaklaşmak bile nerdeyse imkansız... Üç tane dişi kalmış, çok şey yaşamış yaşlı bir savaşçı o. Saygı duymamak imkansız.

12 Haziran 2011 Pazar

GEZGİN İLE GÜVEN TAZELİYORUZ.



Beyaz ve 3 arkadaşının zehirlenmesinden sonra gezgin verilen yemeği yemedi. Ona vermeden önce gözünün önünde önce ben yedim, sonra gezgin yedi. İlk günler çok üzgündü. Sevgimizle yavaş yavaş yeniden güven duymaya başladı. İnşallah bu güveni dost olmayan zalim insanlara karşı onu savunmasız bırakmaz.

8 Haziran 2011 Çarşamba

BEYAZ'A VEDA :((



“KIRMIZI” SALI


O’nu, zabıta arabasının arkasında bilinmez bir çöplüğe götüren süreç bir hafta önce başladı… Tanrının kendine bahşettiği hormonları çalışmaya başlamış, kokusu 9 km. öteden duyuluyordu. Gelinlik genç kızların saldığı kokular nasıl erkekleri baştan çıkarırsa, onun kokusu da ilçede yaşayan onlarca köpeği baştan çıkarmıştı. Üç gün aç bilaç sahipli-sahipsiz, uyuz, kel, topal onlarca köpekten kaçmaya çalışırken bütün mahalleyi peşindeki sürü ile dolaşmak zorunda kalmıştı. Onun kaçmaya çalışan perişan halini görerek kurtarmaya çalışan bir iki hayvansever ( insanoğluinsan olan) Onu kızgın erkek köpek sürüsünden ayırıp ayrı bir yere kapatmaya cesaret edemediler. Zabıtadan yardım istedilerse de nafile…
Belediyeye, zabıta amirliğine yüzlerce telefon yağdı, tek dertleri bozulan rahatları olan “insan”lardan…” alın bu köpekleri yoksa zehirleyeceğiz.”
Ve cinayet hazırlık planları böyle başladı. Gizlice zehir alındı ve Salı günü günlerdir aç gezen köpeklerin önüne atıldı. Ve adını “Beyaz” koyduğumuz dişi köpek bütün suçsuz, günahsız hem cinsleri gibi ( Beyaz Dişi köpeğin suçu Fatmagül’ün suçundan fazla değildi.) acılar içinde can verdi. Tüm Akçakoca halkının gözleri önünde bile bile işlenen bu cinayeti kınarken, bu cinayeti işleyenlerin ve sebep olanların ilahi adaletin önünde hesap vermelerini ve benzer bir ölümle karşılaşmalarını diliyorum.


YAŞAMA SAYGI DUYMAYAN SEVGİSİZ İNSANSOYU NEREYE GİDİYOR?
NEFRET, gündelik dilimizde bütün çirkinliğiyle sevgiye, yaşama egemen olurken insanı insan yapan değerler hızla ölüyor.
Ve bizler egemen olan bu nefret dilini kullanırken; karşımızdakini hiçbir şekilde anlamaya çalışmadan küfür ediyoruz, araçlarla bağıra çağıra geçen seçim otobüslerine gıkımız çıkmıyor da doğası gereği havlayan köpeği zehirlemeye çalışıyoruz. Güçsüz gördüğümüze basıyoruz tekmeyi…
Sonra da insanız diye böbürleniyoruz, ne demekse. İnsan olmanın parayla pulla ölçülmediğini, insan bedeni taşımanın yetmediğini unutuyoruz.
Yüzyıllık ağaçları kesiyor, hormonları çalıştı diye dişi köpeği zehirliyoruz.

 

7 Haziran 2011 Salı

SENİ KURTARAMADIK BEYAZ:((

ONUNLA SOĞUK BİR KIŞ GÜNÜNDE TANIŞTIK. BAŞINI ÖNE EĞEREK KUYRUĞUNU SALLARDI. YEMEK VERME SAATLERİNDE KAPININ ÖNÜNE GELDİ DİYE LAF OLDU.
AMA O KADAR MASUM VE ZARARSIZ DURUYORDU Kİ HERKES KABULLENMEK ZORUNDA KALDI.


SONRA... HORMONLARI ÇALIŞMAYA BAŞLAYINCA AKÇAKOCA'DA NE KADAR KÖPEK VARSA, SAHİPLİ-SAHİPSİZ, UYUZ, KEL, KÖR HEPSİ SIRAYA DİZİLDİLER.
O, ÜÇÜNCÜ GÜNÜN SONUNDA KURTULABİLMEK İÇİN KAÇMAYA ÇALIŞIYOR, PEŞİNDEKİ SÜRÜ İSE İNATLA ARDISIRA ONU TAKİP ETMEYE DEVAM EDİYORDU...
KAÇ KEZ BANA SIĞINDIYSA DA, ONCA KÖPEĞİN ARASINDAN ALAMADIM ONU...ALAMADIM.



VE DÜNYANIN TEK SAHİBİ OLDUĞUNA İNANAN İNSANOĞLUNUN ALANINA GİRMEK, HELE, HELE BU KADAR GÖRÜNÜR OLMAK TEHLİKELİYDİ. KİMİ ALIN BU KÖPEKLERİ DİYE KIZDI BELEDİYEYE, KİMİ ZEHİRLEYİN DİYE. BİZ,, BİRKAÇ HAYVANSEVERDE İLK GÜNDEN İTİBAREN BEYAZI KURTARABİLMEK İÇİN ÇIRPINDIK DURDUK, ZABITADAN YARDIM İSTEDİK. BEKLENEN YARDIM BİR TÜRLÜ GELMEDİ. VE BİR SABAH, ONU BESLEDİĞİM YERE ÖLMEYE GELDİ BEYAZ...ZEHİRLENMİŞLER!...YANINDA 3 KÖPEKLE BERABER ZABITA ARACININ ARKASINDA KENDİNDEN GEÇMİŞ YATIYORDU. ONA SU İÇİRMEYE ÇALIŞIRKEN DİLİNİ SON KEZ OYNATMAYA ÇALIŞTIĞINI, BENİMLE VEDALAŞTIĞINI BİLMİYORDUM BEYAZ... BİLMİYORDUM. SENİ KURTARAMADIM BEYAZ.. BENİ AFFET.

ZEHİR ATANLARIN ÖLÜMLERİ DE AYNI OLSUN! DİYE BEDDUA ETMEKTEN BAŞKA BİRŞEY GELMİYOR ARTIK ELİMDEN.:((