25 Nisan 2013 Perşembe

HAMİLE KÖPEĞİ VURMAK, YA DA DAĞA ATMAK?!

Akçakoca Postane arkasında düzenlediğimiz Kuduz Aşısı Kampanyasının son günü terk edilmiş bir terier ile karşılaştık.
Sahibi, sürekli kovduğu halde eve geri dönmesini istemediği için "ya vuracağım ya da dağa atacağım" demiş Gönül Abla'mıza... O da almış elinden, "ben ona sahip bulurum" demiş. 
Aşılar bitene kadar bütün gün yanımızda bekledi... Ne kuyruk salladı, ne havladı. Öyle boynu bükük öylece kaldı... Yaşadığı yerden kovulmuş olduğunu ve istenmediğini biliyordu sanki. Kaderine razı olmuş, idam mahkumu gibi suskun ve bitkindi...
Ve HAMİLEYDİ ! 
5-6 ay önce sokakta bulduğumuz hamile bir terieri Dadalı Köyünde bir ailenin yanına bırakmış, daha sonra teriergiller aracılığıyla Ankara'ya ulaştırmıştık. Ona çok güzel bakmış, doğurtmuş ve adını Bade koymuşlardı. Henüz kalıcı yuvasını bulamamış olsa da Dadalı köyünden sonra şansı dönmüştü Bade'nin... 
Yine aklımıza Dadalı köyündeki aile geldi... Önce Aslı Öğretmenin aracıyla Miner Hanım'ın evine, Akşam olunca Mükafat Hanımın aracıyla doğru Dadalı köyüne... Mükafat'ın aracı bildik yollardan, Bu kez bu can için yola çıktı. Ve O güzel insanlar tarafından geri çevrilmedik. Adını Şirine koyduk. Yeni yerine yerleştirdiğimizde hepimize tek, tek baktı Şirine... Havlamadı... Mahsun bakışlarıyla öylece baktı... soru sormadı... arkamızdan ağlamadı... öylece baktı... Aklımız onda, onun hüznü ile ayrıldık o güzel insanlardan, " ne olur, arada sevin okşayın ki, size alışsın" diyerek...
"TERK EDİLMENİN HER CANLIYA ACI VERDİĞİNİ" BİZZAT GÖRDÜK, YAŞADIK.  Ve Bu Can'ı karnı burnunda terk eden o vefasız "insanın" birgün bunu anlamasını diledik.   

"ONLAR İÇİN BİRŞEY YAPTIK"

"ONLAR İÇİN BİRŞEY YAPTIK." dedi Aslı Öğretmen, açlıktan derileri kemiklerine yapışmış köpekleri beslerken...

Açlık nedeniyle uyuz olmuş köpekleri tesadüfen gördüğümüzde, Yol inşaatında çalışan işçiler, artan yemeklerini onlarla paylaştıkları için inşaat mahaline takılıp kalmışlardı... O kadar aç olmalarına rağmen, işçilerin baktıkları tavuklara ilişmek şöyle dursun,tavuklar köpeklerin yiyeceklerini önlerinden rahatlıkla kapmakla meşguldüler. Bir lokma ekmeğe karşılık gösterilen sadakat böyle birşey olmalıydı...  

 Uyuzları bir an önce geçsin diye, İşçilerin yardımıyla onlara iğne yaptık.
 Ama bir hafta sonra gittiğimizde İşçiler oradan ayrıldığı için 2. kez yapılması gereken iğneleri ve aşıları yapmayı başaramadık. Artık tedavi olmaları için tek şansları kaldı... İyi beslenmek.
Düzce Akçakoca Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi'nin yemekhanesinde artan yemekler çöpe atılmayarak, sokak hayvanlarını beslemek  için bıraktığımız kovada biriktiriliyor. Ve bizler, onların bu duyarlı dokunuşu sayesinde, Aslı Öğretmenin aracıyla yiyecekleri bu canlara ulaştırıyoruz. Okulların kapanmasına çok az kala keşfettiğimiz Düzce Akçakoca Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi'ne, Yemekhane işletmesine, yemekhanede çalışan ve artan yemekleri bıraktığımız kovada biriktiren hanıma çok teşekkür ediyoruz.
Akçakoca Kent Konseyi Sokak Hayvanları Çalışma Gurubu 

22 Nisan 2013 Pazartesi

HAYDİ KÖPEKLER AŞIYA !

AKÇAKOCA’DA SAHİPLİ VE SAHİPSİZ HAYVANLARA ÜCRETSİZ OLARAK, KUDUZ VE PARAZİT AŞISI YAPILIYOR...
Akçakoca Kent Konseyi Sokak Hayvanları Gurubunun girişimiyle, Akçakoca Belediyesi ve Haytap ( Hayvan Hakları Federasyonu) desteğiyle gerçekleştirilen Kuduz’a karşı Aşı kampanyası, Merkez Postanesinin arka tarafındaki alanda 22 Nisan Pazartesi günü başladı.
KAMPANYAYA HALKIN İLGİSİ BÜYÜKTÜ...
Ücretsiz olarak; İlçemizdeki Sahipli ve sahipsiz tüm hayvanların kuduza ve parazite karşı aşılanması hedeflenen kampanyanın ilk gününde, aşılama işlemi Belediye Veterineri Yüksel Yıldırım tarafından gerçekleştirildi. Sahipsiz hayvanlara aşı sonrasında kırmızı tasma takılarak kayda alındı. Aşıların düzenli olarak takip edilebilmesi için kırmızı tasmaların köpeklerin boynundan alınmaması gerektiği konusunda vatandaşlar uyarıldı. Belediyeye ait olan köpekleri belirlemeye yarayan özel yapım tasmaların alınmasının suç teşkil edeceği belirtildi.
İLK GÜN 65 SAHİPLİ VE SAHİPSİZ KÖPEĞE KUDUZ VE PARAZİT AŞISI YAPILDI. 
Aşıları tamamlanmış, tasmalı ve küpeli köpekler, kentimiz ve çocuklarımız için bir tehlike oluşturmayacaklarından, Akçakoca Halkının onlara sahip çıkması  ve bir arada barış içinde yaşaması hedeflenmektedir.
Akçakoca tarihinde ilk kez gerçekleştirilen, 23-24 Nisan tarihlerinde devam edecek aşılama kampanyamıza, köpeklerinizi bekliyoruz.
Hayvanseverler Belediye veterineri Yüksel Yıldırım gözetiminde 100' e yakın köpeğin kuduz ve parazit aşılarının yapılmasına destek oldular.

9 Nisan 2013 Salı

BESLENME ODAKLARINA BİRLİKTE SAHİP ÇIKMALIYIZ.

AKÇAKOCA BELEDİYESİ, AKÇAKOCA KENT KONSEYİ VE HAYTAP ORTAK BİR ÇALIŞMA BAŞLATARAK İLÇEMİZİN BELİRLENEN BÖLGELERİNE SOKAK HAYVANLARI İÇİN BESLENME ODAKLARI YERLEŞTİRDİLER.
Beslenme Odaklarında, sokak hayvanlarının düzenli olarak beslenebilmeleri için; evlerimizde, restoranlarımızda artan yemeklerin günlük olarak odağa bırakılması önemlidir. Duyarlı vatandaşlarımızdan beslenme odaklarına yiyecek bırakmalarını bekliyoruz.

Beslenme odaklarında yaşanılan en önemli sorun; temizlik sorunudur. O bölgede temizlik yapan belediye işçilerinin beslenme odaklarını da temizlemeleri talebimizin ilgili kişilere ulaşmamasının sıkıntısını yaşıyoruz. 
Ama hizmet beklerken, beslenme odaklarının atıl kalmasını istemeyen gönüllüler, fırsat buldukça beslenme odaklarının temizliğini yapmaktadırlar. 
Özellikle Emniyetin önündeki beslenme odağının yanındaki çeşmeden su akmadığı için temizlik çok zor gerçekleştirilmektedir. 
Akçakoca İlçesinde; Merkez, Emniyet Önü, Günbatımının girişi ve Sapak olmak üzere 4 adet beslenme odağı yerleştirilmiştir. Düzce Üniversitesi yurdunun arka tarafına konulan beslenme odağı ise çalınmıştır. 
Kent Konseyi tarafından yaptırılan Bayat Ekmek Toplama kutuları okullarda bekletilmektedir. Çünkü, bayat ekmekleri toplamak için gereken araç ve eleman maalesef daha temin edilememiştir.

5 Nisan 2013 Cuma

AKÇAKOCA'DA BÖYLE İNSANİ TABLOLAR GÖRMEK İSTİYORUZ...

KOLOMBİYA'DA BİR RESTURANT SAHİBİ, SOKAK HAYVANLARI İÇİN BESLENME DÜZENEKLERİ KURARKEN; BİZİM GÜZEL İLÇEMİZDE HAYVANLARI BESLEMEMİZ BİLE GÖZE BATIYOR!
Güzel bir Nisan akşamı, gün batımına doğru yürümek için evden çıktım. Keyfim yerinde... Sokakta karşılaşmayı umduğum canlarımız için etrafta kirlilik yaratmayan kuru mamayı da aldım yanıma... İnşaat halinde de olsa yürümek için en uygun yer Çınar caddesi... Sakin, sakin yürürken gözbebeğimiz gibi baktığımız aksak yaşlı kurdumuzu görüyorum.
Çınar Cafe'nin önünde dolanıyor, kahvenin önünden uzaklaştırmaya çalışıyorum, o kahvenin yan tarafındaki boşluğa sığınıyor. Boşlukta insanların ayakları altında olmadığı düşüncesiyle kuru mamayı önüne atıyorum. Kahve sahibi bayan hemen geliyor " Orada vermeyin" diye azarlıyor. Alttan alıp, "kusura bakmayın, toplarım şimdi" diyerek, köpeğin önünden kuru mamaları almaya çalışıyorum ama o kadar az ki hayvan çoktan yedi... Kadın ise hala söylenmekte... Oysa O'nu tanıyorum. Kedisi olan bayan bu. Hayvan sevgisini biliyor. " Hep böyle yapıyorsunuz" diye söylenmesine devam ediyor. Orada hiç hayvan beslemediğim halde yaptığı genelleme ağrıma gidiyor. İlk kez böyle bir halt işlemişim, düzeltmeye çalışıyorum, ortada tek bir pislik, mama tanesi kalmamış ama kadın günün stresini alttan aldığım için belli ki benden çıkaracak. " Köpeğin hatırı yoksa, sahibinin de mi hatırı yok" sözünün geçerli olmadığını, kadının ifade biçiminden anlıyorum. Dilenciye bile gösterilmemesi gereken kabalıkla karşı karşıyayım. Artık haksız olma durumundan çıkmışım, bir aşağılama durumu var; Egomun buna sessiz kalması mümkün değil.  
Kolombiya'daki örnek nerede? Bu hanımın söylenmesi nerede? Sabrım taşıyor; " Köpeğin önüne attığım yemleri toplamaya çalıştığım halde söylendiği için onu yüksek sesle kınıyorum. " Gitti, akşam keyfi:( 
Merkezi dolaşıp, aynı yere dönünce güzel bir tablo ile karşılaşıyorum.
Cadde kahvesinin önünde insanlar köpekleriyle birlikte oturmaktalar. Keyfim yerine geliyor. "Öyleleri varsa, böyleleri de var" diyorum içimden. Oturup, sütlü kahve söylüyorum, kendime... Yanında çikolatası ile servis edilen kahve keyfimi geri getiriyor.
Sakinleşince, Çınar Cafe'ye gidiyorum. Kadının tepkisinin, günün yorgunluğundan kaynaklanmış olabileceğini düşünerek, bana söylenmesindeki aşağılamanın farkına varmasını umuyorum. Ama öyle olmuyor. Haklı da olsam; karşı tarafın haksız davranışına maruz kalınca sabırlı davranmadığım için kendime kızıyorum. Egomun basit, sıradan bir aşağılama karşısında çözülmesine üzülüyorum. Çünkü; sabrın ve güzel sözün her insanın içindeki iyi tarafı ortaya çıkardığını biliyorum. Ben O işletme sahibinin içindeki iyi tarafı bir an için de olsa öldürmüş oldum. 
SON ZAMANLARDA ZEHİRLEMELERİN ARTMASININ NEDENİNİN, SOKAK HAYVANLARINDAN ŞİKAYET EDENLER YÜZÜNDEN OLDUĞUNU BİLMEK; Sabrımın sınırlarını zorlayan en önemli neden...
Sokakta karşılaştığımız hayvanı son kez görmüş olabileceğimiz düşüncesi sinirlerimizi harap etmiş durumda.
İNSANLARIN BENCİLLİĞİ, DÜNYANIN SADECE KENDİSİ İÇİN YARATILMIŞ OLDUĞU DÜŞÜNCESİYLE, DOĞAL HAYATA ZARAR VERMESİ ÇOK ÜZÜCÜ...
YAPTIĞIMIZ ZARAR ANLAŞILDIĞINDA ÇOK GEÇ OLACAK.
Çınar Cafe'nin sahibi,"siz hayvanları besleyince, buralar fareden geçilmiyor" diyor. Şikayet edeceğine o bölgede, kedi, köpek beslese fare de olmaz oysa...Hatta, bir mucize olsa; içinde aksak kurda karşı bir şefkat duygusu uyansa, insani yanı, anaç yanı galip gelse ve o boşlukta artık gidecek yeri olmayan o yaşlı kurda baksa, yanına kedi koyarak arkadaş olmasını sağlasa...( bu arkadaşlık, kediyi diğer köpeklerin saldırısından koruyacaktır)Ama belli ki dinlemeyecek...Şu an birçok şeye kızgın... hatta şu an sadece bana kızgın...benimle karşılaşana kadar onu bu duruma getiren herşeyi unuttu...Onu sevgisizliğe ve bir başka insanı aşağılamaya götüren neden ne ise, şu an hasır altında, pusuda bekliyor. Sağduyusunun galip gelmesi umuduyla oradan ayrılıyorum...(Yiyecek satışı ve üretimi yapılan hemen her işletmede fare sorunu vardır.Akıllı işletmeler, bu sorunu kedi bulundurarak çözmeyi tercih ederler.Belediye zabıtası, işletmeleri ciddi bir şekilde, şöyle bir dolaşsa, mutfak ve kilerlerinde hamam böceğinden tutun, fareye kadar her türlü haşereye rastlaması kaçınılmazdır.)   
Şikayet edenlere rağmen; Güzel Akçakoca'mızda, CADDE CAFE, KOMAGENE gibi kahve ve restoranları da görmek mümkün... Bunların çoğalması dileğiyle...
NOT : Hayvan dostu kahve, restoran ve otelleri bloğumuzda paylaşarak, Akçakoca'ya gelen,hayvansever turistlerimizin - ki çoklar- bu mekanlara gitmesini, hayvanlara kötü davranan yerlere gitmemesini tavsiye edelim...

3 Nisan 2013 Çarşamba

ZEHİRLEMEK ÇÖZÜM DEĞİLDİR!

İkİ aydır Akçakoca'da sürekli bir zehirleme olayına tanık oluyoruz. Zehirlemeyi yapanlar veya yaptıranlar kimlerse, işledikleri suç bir yana, bu uygulamaları ile köpekleri yok etmeleri mümkün değildir.
Çünkü; zehirlenmeden önce o bölgede yaşayan köpekler yabancı köpeklerin girmesine izin vermezler.
Mahalle halkı, o bölgenin köpeklerine sahip çıksa, beslese, Belediye 'de kısırlaştırma işlemlerini aralıksız sürdürse, mahallede sadece mahalle halkının alıştığı, bildiği köpekler yaşamaya devam edecektir. 
Akçakoca Kent Konseyi Sokak Hayvanları Gurubu hazırlamış olduğu projede bunu önermektedir. 
İki aydır, sürekli alıştığımız, vicdanlı insanların beslediği, barışçıl köpeklerin zehirlenmesi bizleri hem üzmekte, hem de öfkelendirmektedir.
Suçluyu tespit ettiğimiz zaman Akçakoca'da kaçacak yer
bulamayacağını, ulusal basına teşhir edeceğimizi garanti ederiz. 
AMA NEDEN BÖYLE OLSUN!
Ne zamana kadar öldürmeye devam edeceksiniz. Gördüğünüz gibi yok olmuyorlar işte, alıştıklarımız ölüyor, yenileri geliyor.
DURDURUN BU APTALCA CİNAYETLERİ!
YAPAN, TANIK OLAN, SUSAN HER İKİ CİHANDA DA BUNUN HESABINI VERECEKTİR.
ÖNÜMÜZDEKİ HAFTA KUDUZ AŞISI KAMPANYASINI BAŞLATIYORUZ. İLÇEMİZDE AŞILI OLAN KÖPEKLERİN KALICI OLMASINI SAĞLARSAK, YENİ KÖPEKLERİN İLÇEYE GİRİŞİNİ DE KONTROL ALTINA ALMIŞ OLURUZ!