27 Aralık 2010 Pazartesi

ÇOK ŞÜKÜR! SELENAMIZI KURTARDIK.


AYAZLI MAHALLESİNDE ZEHİRLENEN SELENA'YA İLK MÜDAHALEYİ BAKICISI YAPTI.
Miner Hanım, kedisini acılar içinde can çekişirken görünce, hemen Veteriner Bülent KARAHANOĞLU tarafından tedbir amaçlı olarak verilen ATROPİL iğnesini yaptı.
2KG. kedi için 1CC lik doz uyguladı. Müdahaleden sonra saatlerce kalp atışlarının düzelmesini bekledik. Bu zorlu bekleyiş beş-altı saat sürdü. Daha sonra veterinerin önerisiyle kanı temizleyici Lasix iğnesini yaptı. Bu iğne de 2CC olarak 4 saat ara ile iki kez uygulandı.
Serumla kanın temizlenmesi daha hızlı olmakla birlikte, kedinin hareketsiz durmasını sağlamak çok zor olduğundan pek sık başvurulan bir yöntem değil.
SELENA'mız ilk 24 saati atlattı ama hala acı çekiyor ve birşey yemiyor.Ona bir an önce acil şifalar dileriz.

KÖPEK KURTARMA OPERASYONU NASIL BİTTİ?!!

Balıkçı barınağında iskelenin altındaki kayalara sıkışan yavru köpekler Akçakoca Belediyesi Zabıta ekipleri tarafından kurtarılmıştı. Annesi ile birlikte güvenli bir yere götürüldüğü söylenen köpekler için yiyecek hazırlayan hayvanseverler köpeklerin izini bulamadı. Önce mezbanın yanında bakıldığı söylendi, sonra Düzce barınağına teslim edildiği ifade edildi. Bunun üzerine Zabıta Müdürlüğüne gidilerek hayvanların bir an önce bulunması istendi.
Ayrıca, anne köpek yavrularını koruma amaçlı olarak saldırgan davranışlar göstermekteydi. En son olarak da bir polis memurunu ısırmıştı. Bu yüzden kuduz olma ihtimali olmasa da köpeklerin 14 gün boyunca takip edilmeleri gerekiyordu.
Akçakocalı hayvanseverler olarak bilgi alana kadar bu işin peşini bırakmayacağız.

26 Aralık 2010 Pazar

AYAZLI MAHALLESİNDE HAYVAN KATİLİ YAŞIYOR!


KATİL !!! NE İSTEDİN SELANA'DAN?!!!
Sevgili hayvanseverler, koltuktaki sarı tekir kedimiz bu sabah bir canavarın attığı zehirle zehirlenmiştir. Bir gün önce hayvanseverler tarafından bakılan sokak köpeğinin ölü bulunması üzerine Veteriner Bülent Bey tarafından acil durumlar için verilen zehirlenmeye karşı iğneyi yaptık. Kurtulması için başında bekliyoruz. Miner Hanım, gözyaşları içinde dualar ediyor.
BİZ DE BURADAN O KATİL VEYA KATİLLERİN AYNI SONA UĞRAMASI İÇİN BEDDUA EDİYORUZ.

20 Kasım 2010 Cumartesi

BİR SOKAK KÖPEĞİNİ SAHİPLENDİK!


KISIRLAŞTIRILDIKTAN SONRA, ONU APARTMANIMIZA GETİRDİK.
ÖYLE KORKMUŞTU Kİ İLK GÜNLER HİÇ SESİ ÇIKMADI. APARTMANIMIZDA YAŞAYAN UMUT ONA "USLU" ADINI VERDİ...
BİR DE ONUN İÇİN APARTMANDA YAŞAYANLARDAN ARTAN YEMEKLERİ TOPLAYABİLSEYDİK...

14 Kasım 2010 Pazar

BİZİ AFFET! SENİ KISIRLAŞTIRMAK ZORUNDA KALDIK...

İŞGALCİ İNSAN SUSSUN DİYE SANA BUNU YAPMAK
ZORUNDA KALDIK...
İnsansoyu, çevresindeki canlıları yavaş, yavaş yok etti. Yok ettiği canlılar daha çok kendisine yakın olan, bir dönem hizmetinden yararlandığı canlılar oldu.
Bir zamanlar evlerimizi farelerden koruyan kedileri gördüğümüzde kovaladığımız için, apartmanlarımızın çatı katlarında bile fareler cirit atıyor.
Dünyayı öylesine işgal ettik ki sokakta gördüğümüz kediye, köpeğe tahammül edemez olduk. Kendimizden daha güçsüz gördüğümüz her canlı karşısında ( kedi, köpek, kuş, at, ağaç, çocuk, yaşlı, hasta vs.) sorumluluk duyan bizler, yeter ki zalimlerin şikayeti azalsın diye onları görünmez yapmaya, azaltmaya çalışıyoruz.

72 SOKAK KÖPEĞİ KISIRLAŞTIRILDI.



AKÇAKOCA BELEDİYESİ DENGE VETERİNERLİK HİZMETLERİ İLE 3 GÜN İÇİN ANLAŞMA YAPTI.
AKÇAKOCA'DA YAŞAYAN 200 KADAR SOKAK KÖPEĞİNDEN 3 GÜNDE ANCAK 72 KÖPEK KISIRLAŞTIRILABİLDİ.
Akçakoca'da ilk kez başlatılan kısırlaştırma işleminin dörder ay ara ile devam edebileceği söylendi. Yalnız biz hayvanseverler barınak yapılmadan devam edecek kısırlaştırma işleminin sağlıklı ve insancıl olmayacağının endişesini taşıyoruz.
Çünkü 3 gün boyunca izlediğimiz kısırlaştırma işlemi sırasında, köpekleri küçük kafeslerde tutmak sorun yarattığından, köpeklerin tedavisi takip edilemeden köpekler serbest bırakıldılar.

2 Kasım 2010 Salı

YEREL HAYVAN KORUMA GÖREVLİSİ OLUN!

5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nun aşağıdaki maddelerini bilirsek,
Suç işleyen insanları uyarabilir, insani görevlerimizi yerine getirebiliriz;
MADDE 5. — Bir hayvanı, bakımının gerektirdiği yaygın eğitim programına katılarak sahiplenen veya ona bakan kişi, hayvanı barındırmak, hayvanın türüne ve üreme yöntemine uygun olan etolojik ihtiyaçlarını temin etmek, sağlığına dikkat etmek, insan, hayvan ve çevre sağlığı açısından gerekli tüm önlemleri almakla yükümlüdür.
MADDE 14. — Hayvanlarla ilgili yasaklar şunlardır:
a) Hayvanlara kasıtlı olarak kötü davranmak, acımasız ve zalimce işlem yapmak, dövmek, aç ve susuz bırakmak, aşırı soğuğa ve sıcağa maruz bırakmak, bakımlarını ihmal etmek, fiziksel ve psikolojik acı çektirmek.
MADDE 18. — Özellikle kedi ve köpekler gibi sahipsiz hayvanların kendi mekânlarında, bulundukları bölge ve mahallerde yaşamaları sorumluluğunu üstlenen gönüllü kişilere yerel hayvan koruma görevlisi adı verilir.
Dünya hepimizin… Ağacıyla, suyuyla, havasıyla, kuşuyla, kedisi, köpeğiyle hepimizin… Dünyanın efendisi olduğunu iddia eden insansoyu bu varlıkları korumazsa kendi yok oluşunu hazırlayacak. Biliyorum vaktiniz yok… İş, güç, ekmek parası… dert çok… Ama gözlerimizi kapamadan önce bir saniye düşünelim: Dünyada bize armağan edilen onca şey için ne yaptık? Onları koruyabildik mi? Arkamızda çöl, çöp, zehirli hava, moloz ve pis su mu bırakacağız yoksa bunu engellemek için bugünden mücadele mi edeceğiz?
Nasıl bir dünya sizi mutlu eder?

BİR CANLIYA ELİNİZİ UZATTIĞINIZDA YÜREĞİNİZ FERAHLAR...

Açlıktan kemikleri yapışmış nerdeyse... Akçakoca'da bu kadar hane var. 10 haneye bir köpek bile düşmez. Ama artan yemekleri diğer çöplerle birlikte karıştıran o kadar çok ki...
İnsanlık, buraya kadar... Daha tek bir komşumu artan yemeğini hayvanlara verirken görmedim.
Muhtemelen bana da çatlak gözüyle bakıyorlardır. Evet onca aç insan olduğunu asla göz ardı etmiyorum. O insanlar için farklı bir mücadele verilmeli. Bulaşığa dönmüş artık yemeklerinizi bırakın sokak hayvanları yesin... Eskiden ( Osmanlı zamanında) sokakları köpekler temizlermiş...

ŞANSLI ÇÖPÇÜ

Artan yiyeceklerimizi çöp torbasına koyup sıkı sıkı bağlayıp çöpe attığımızda kirliliğin artamasına neden oluruz. Yiyecekleri diğer çöplerden ayırırsak, dünyayı işgal ederek yok ettiğimiz canlılara olan borcumuzu bir nebze ödemiş oluruz. Bilinçli bir vatandaş da öyle yapmış.

Fotoğrafını çekerken bile nasıl ürkek bakıyor... her an kovacakmışım, tekmeleyecekmişim gibi...

Haklı da garip, nasıl anlasın ki bizleri, kimimiz tekemeler, kimimiz doyurmaya çalışır. Ama bu garip daha çok tekmelenmiş olmalı...:((

5 Ekim 2010 Salı

AKÇAKOCA HAYVAN DOSTLARI :"HAYVANLARA EZİYET EDİLMESİNE SEYİRCİ KALMAYACAĞIZ."




İlçemizde ilk kez 4 Ekim Dünya Hayvan Hakları gününde etkinlik düzenlendi.
4 Ekim saat 18.00’de Anfi Tiyatro’da düzenlenen etkinlikte söz alan Belediye Başkanı Fikret Albayrak kendisinin de bir hayvan dostu olduğunu, bugüne kadar, sokak köpeklerinin kimseyi ısırdığına, saldırdığına dair bir olaya tanık olmadığını söyleyerek, “bizim köpeklerimiz saldırgan değildir.” dedi.
Akçakoca Hayvan Dostları adına söz alan Neşe Perihan Kulak, Barınak için yapılan çalışmaları, öncesinde ve sonrasında yapılmasını gerekenleri anlattıktan sonra Barınak için yer temin eden Kaymakam Mehmet Ünal’a teşekkür etti. Belediye’nin de bir şeyler yapmaya çalıştığını, barınak hazırlıklarının tamamlanmakta olduğunu ama yapılanların yetersiz olduğunun altını çizdi. Düzenlenen etkinlik için destek veren Belediye Başkanı’na ve Abidin Eskici’ye teşekkür etti. Sunuculuğunu Mine Molla Yakupoğlu'nun üstlendiği etkinlikte Akçakoca hayvan dostlarının hazırladığı acil eylem planı katılımcılara duyuruldu ve destek istendi.
Acil Eylem Planında şunlar yer alıyor;
1-Barınak kuruluncaya kadar tespit edilen doğum yapmış dişilerin aşılanması,
2-Uyuz olan hayvanlar tedavi edilmediği için, sağlıklı hayvanlara uyuz
bulaşmaktadır. 7 ay önce ilçemizde birkaç tane uyuz hayvan varken, aşılanıp,
tedavi edilmediği için sahipli hayvanlara da bulaşmaya başlamıştır.
Bu hayvanların itlafına gitmeden uygun koşullarda tedavi edilebilmesi için,
Valilikten geçici olarak konteynır talep edilmesi,
3- Belediye Başkanlığından, hayvanların su içebilecekleri, beslenebilecekleri yerlerin tesbit edilerek uygun boyutlarda su ve yemek kaplarının sabit olarak bırakılmasını, Mahalle aralarında ise çöp tenekelerinin yanına halkın yemek artığını
Koyabileceği yemek kaplarının konulmasını ( Büyük, kırılmayan, çimento veya uygun bir metalle yapılmış özel kaplar)
4- Halkı Yasal konuda bilgilendirme Çalışmaları yapılacaktır.
a- Afişler, Bildiriler, Duyuru ve İlanlar hazırlamak, dağıtmak,
b- Eğitici Seminer ve toplantıların yapılması,
c- Muhtarlarla görüşmelerin yapılması, belediye ve Kaymakamlık Veterinerlerinin
Gözetiminde, gerekirse kısa dönem ek destek alarak kısırlaştırma çalışmalarının köylere kadar ulaştırılması,
d- Camilerde hayvan sevgisinin yanı sıra, hayvanlara yapılan eziyetin dinimizce ne anlama geldiğinin vaazlarla anlatılması,
e- İnsanlarla, dünyayı bizim dışımızdaki canlılarla da paylaşmak zorunda olduğumuz ve onlardan sorumlu olduğumuz gerçeğini anlatan ikna ve bilinç yükseltme toplantıları,
f- Sitelerde, insanların hayvan barındırma olanaklarının araştırılması,
g- EKİM ayı içinde hayvan sevgisini anlatan film ve belgesel gösterimlerinin
Planlanması,
5- Hayvan gönüllüleri ve barınak gönüllüleri için İl Çevre Müdürlüğünden “ Gönüllü
Kartlarının” veya “ Müfettişlik Kartlarının” temin edilmesi,
Barınak ve sokak hayvanları gönüllüleri tarafından;
a- Haftalık gözlem grupları,
b- Bakım- Yiyecek Gurupları,
c- Sevgi Gurupları,
d- Okullarla iletişim Grupları oluşturulacaktır.
e- Öğrencilerle birlikte barınak gezilerinin düzenlenmesi, hayvanların
sahiplendirilmesi çalışmaları yapılacaktır,
f- Barınakta kalan hayvanların bakım masraflarının karşılanması ve yiyecek sağlanması konusunda belediyeye yardımcı olunacaktır. Hayvanların yiyecek yedeklerinin ve ilaçlarının olmasını önemsiyoruz.
g- Sağlıklı hayvanların barınaklarda sürekli hapis edilmesinin özgürlüğü kısıtlamak anlamına geldiğini düşünüyoruz. Sağlıklı hayvanlar, aşılandıktan ve gerekli bakımları yapıldıktan sonra alındıkları yere veya yaşamlarını sağlıklı bir şekilde sürdürebilecekleri doğal ortamına bırakılmalıdırlar.
Bunun için hayvanların toplanırken bölgeleriyle birlikte kayıt altına alınmasına öncelik verilmelidir. "

Etkinlikte, Fatma Bayraktar’ın kaleme aldığı küçük skeçler sahnelenerek; insanların eziyet ettiği hayvanlara nasıl sahip çıkılması gerektiği, bir hayvanı evcilleştirdikten sonra onu terk etmenin hayvana nasıl acı verdiği anlatıldı.
Etkinlik, Türkü Evi’nin saz sanatçısı Erdem Bozkuş’un türküleri eşliğinde, Mustafa Açık Alın öğrencisi Eliz Bayraktar’ın hazırladığı Akçakoca’da yaşayan sokak köpeklerinden derlenmiş slayt gösterisi ile son buldu.

29 Eylül 2010 Çarşamba

DAVET

HAYVANLARI KORUMA GÜNÜ ETKİNLİĞİNDE BELGESEL GÖSTERİMİ


4 EKİM GÜNÜ İZ TV DE YÖNETMEN SAVAŞ KARAKAŞ'IN ÇEKTİĞİ BELGESEL GÖSTERİLECEK.
YÖNETMEN SAVAŞ KARAKAŞ İZ TV DE İZLEME OLANAĞI BULAMAYANLAR İÇİN TARAFIMIZA BİR ADET DVD YOLLAYARAK KATKIDA BULUNUYOR. BELGESELİ HAVANIN GÜZEL OLMASI DURUMUNDA ETKİNLİKLER SONRASINDA BİRLİKTE İZLEMEYE DAVET EDİYORUZ.
GÖSTERİLER ÜCRETSİZDİR. SOKAK HAYVANLARI İÇİN GETİRECEĞİNİZ MAMALAR KABULÜMÜZDÜR.

HAYVANLARI KORUMA GÜNÜ ETKİNLİĞİ


4 EKİM PAZARTESİ GÜNÜ ANFİ TİYATRODA AKÇAKOCA HAYVAN DOSTLARI OLARAK ETKİNLİK DÜZENLİYORUZ. HERKES DAVETLİDİR.

VERDİĞİN YİYECEĞİ ÖNCE SEN YE BAKALIM !


Onunla kamelya çay bahçesinin önünde karşılaştık. Gelip geçen insanlara bakıyor, ilgilenenlerin peşine takılıyor, bir süre takip ettikten sonra geri dönüyordu.
Büfede yiyebileceği tek yiyecek olarak patates cipsi vardı. Önüne koydum, şöyle bir baktı ama yemedi. Benim cipsten yediğimi gördükten sonra o da yemeğe başladı...

25 Eylül 2010 Cumartesi

Ağustos 2010 da Limanda bıçakladılar onu... İstanbul'dan yazları tatile gelen Güldal görüp kurtarmak için uğraşmasaydı hayatta kalabilir miydi? İnsana benzeyen biri tarafından şiddet görmesine rağmen insanlara hala minnetle bakıyor.

Çuhallı Çarşında sağ kalabilen yavru köpek... Henüz bir yaşına girmemiş... İnsaflı Balıkçıların hamsi keyfinden kalanları bekliyor.

22 Eylül 2010 Çarşamba

YETİM YAVRULARI KAYBEDEN HAYDAR AKBAŞ HAKKINDA SUÇ DUYURUSU YAPILDI.

Akçakoca hayvan dostları 22 Eylül günü Kaymakamlığa ve Cumhuriyet Savcılığı'na giderek; Haydar Akbaş hakkında bakıma muhtaç yetim yavruları çuvala koyup bilinmeyen bir yere attığı için suç duyurusunda bulundular. Bu durumun örnek oluşturmasını umuyor, Hayvanlara yapılan eziyet ve işkenceye bundan böyle göz yummayacağımızı ilan ediyoruz.

21 Eylül 2010 Salı

HAYDAR BEY! NE İSTEDİN YETİM YAVRULARDAN!


21 EYLÜL 2010 sabahı tüm karşı çıkışlara aldırmadan onları bir çuvala tıkıp, meçhule götürdü.
Düzce Üniversitesi'nde (Doğancılar)hizmetli olarak çalışan HAYDAR AKBAŞ isimli şahıs, komşularının " yavruların başka bir alana götürüleceği" yalvarmalarına aldırmadan yavruları vahşice çuvala doldurup muhtemelen otobana bırakıp döndü...Yavruları kurtarmak isteyen hayır severlere yavruların yerini bile söylemedi... Hayvan Haklarını gözgöre göre ihlal eden bu vatandaş hakkında suç duyurusunda bulunuyoruz. Lütfen birşeyler yapın... yapalım...

meydanın barışçıl köpeği...
Ona sosis içindeki uyuz hapını yutturamadık... Ya sosisi beğenmedi, ya da sokak köpeği olmasına rağmen tanımadıkları tarafından verilen yiyecekleri yemiyor... İnşallah öyledir... Öyle ise... insanların ihanetine tanık olmuş olmalı...

14 Eylül 2010 Salı

YETİM YAVRULAR


Bu yavruların annesini göremedik. Muhtemelen birileri onları annesinden ayırarak Mehmet Arif Köşkü'nün civarına bıraktı. Birbirlerine tutunarak yaşamaya çalışyorlar.
Ahhhh !!! İnsanlık!!! Sizden utanıyorum.

AÇLIK



Çınar Caddesinde yaşıyorlar... Orada bir sürü restoran var, evler var ama ne kadar da sıska ve bakımsızlar... Ve nasıl da mahsunlar... Artıklarımızı vermek bu kadar mı zor geliyor...

KORKMA




Sokak kedileri insanlardan daha çok korkuyor. Onları daha çok sabahın erken saatlerinde ve gece yarısı Çöp tenekelerinin yanında görebilirsiniz. Onlara baktıkça insanoğlunun ne kadar günahkar ve iflah olmaz olduğunu anlıyorum. Kim demiş kedi nankör diye... İnsandan daha nankör ve daha zalim yaratık var mı?

KÖPEKLER UYUZA KARŞI İLAÇLANIYOR







Akçakoca Hayvan dostları sokak köpeklerini uyuzdan korumak için ilaçla koruma önlemi almaya çalışıyor. Hayvan dostlarını bu eyleme katılmaya çağırıyoruz.

12 Eylül 2010 Pazar

HAYVANLARI KORUMA KANUNU

İlkeler
MADDE 4. — Hayvanların korunmasına ve rahat yaşamalarına ilişkin temel ilkeler şunlardır:
a) Bütün hayvanlar eşit doğar ve bu Kanun hükümleri çerçevesinde yaşama hakkına sahiptir.
b) Evcil hayvanlar, türüne özgü hayat şartları içinde yaşama özgürlüğüne sahiptir. Sahipsiz hayvanların da, sahipli hayvanlar gibi yaşamları desteklenmelidir.
c) Hayvanların korunması, gözetilmesi, bakımı ve kötü muamelelerden uzak tutulması için gerekli önlemler alınmalıdır.
d) Hiçbir maddî kazanç ve menfaat amacı gütmeksizin, sadece insanî ve vicdanî sorumluluklarla, sahipsiz ve güçten düşmüş hayvanlara bakan veya bakmak isteyen ve bu Kanunda öngörülen koşulları taşıyan gerçek ve tüzel kişilerin teşviki ve bu kapsamda eşgüdüm sağlanması esastır.
e) Nesli yok olma tehlikesi altında bulunan tür ve bunların yaşama ortamlarının korunması esastır.
f) Yabani hayvanların yaşama ortamlarından koparılmaması, doğada serbestçe yaşayan bir hayvanın yakalanıp özgürlükten yoksun bırakılmaması esastır.
g) Hayvanların korunması ve rahat yaşamalarının sağlanmasında; insanlarla diğer hayvanların hijyen, sağlık ve güvenlikleri de dikkate alınmalıdır.
h) Hayvanların türüne özgü şartlarda bakılması, beslenmesi, barındırılma ve taşınması esastır.
ı) Hayvanları taşıyan ve taşıtanlar onları türüne ve özelliğine uygun ortam ve şartlarda taşımalı, taşıma sırasında beslemeli ve bakımını yapmalıdırlar.
j) Yerel yönetimlerin, gönüllü kuruluşlarla işbirliği içerisinde, sahipsiz ve güçten düşmüş hayvanların korunması için hayvan bakımevleri ve hastaneler kurarak onların bakımlarını ve tedavilerini sağlamaları ve eğitim çalışmaları yapmaları esastır.
k) Kontrolsüz üremeyi önlemek amacıyla, toplu yaşanan yerlerde beslenen ve barındırılan kedi ve köpeklerin sahiplerince kısırlaştırılması esastır. Bununla birlikte, söz konusu hayvanlarını yavrulatmak isteyenler, doğacak yavruları belediyece kayıt altına aldırarak bakmakla ve/veya dağıtımını yapmakla yükümlüdür.
İKİNCİ KISIM
Koruma Tedbirleri
BİRİNCİ BÖLÜM
Hayvanların Sahiplenilmesi, Bakımı ve Korunması
Hayvanların sahiplenilmesi ve bakımı
MADDE 5. — Bir hayvanı, bakımının gerektirdiği yaygın eğitim programına katılarak sahiplenen veya ona bakan kişi, hayvanı barındırmak, hayvanın türüne ve üreme yöntemine uygun olan etolojik ihtiyaçlarını temin etmek, sağlığına dikkat etmek, insan, hayvan ve çevre sağlığı açısından gerekli tüm önlemleri almakla yükümlüdür.
Hayvan sahipleri, sahip oldukları hayvanlardan kaynaklanan çevre kirliliğini ve insanlara verilebilecek zarar ve rahatsızlıkları önleyici tedbirleri almakla yükümlü olup; zamanında ve yeterli seviyede tedbir alınmamasından kaynaklanan zararları tazmin etmek zorundadırlar.
Ev ve süs hayvanı satan kişiler, bu hayvanların bakımı ve korunması ile ilgili olarak yerel yönetimler tarafından düzenlenen eğitim programlarına katılarak sertifika almakla yükümlüdürler.
Ev ve süs hayvanı ve kontrollü hayvanları bulundurma ve sahiplenme şartları, hayvan bakımı konularında verilecek eğitim ile ilgili usul ve esaslar ile sahiplenilerek bakılan hayvanların çevreye verecekleri zarar ve rahatsızlıkları önleyici tedbirler, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile eşgüdüm sağlanmak suretiyle, İçişleri Bakanlığı ve ilgili kuruluşların görüşü alınarak Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.
Ticarî amaç güdülmeden bilhassa ev ve bahçesi içerisinde bakılan ev ve süs hayvanları sahiplerinin borcundan dolayı haczedilemezler.
Ev ve süs hayvanlarının üretimini ve ticaretini yapanlar, hayvanları sahiplenen ve onu üretmek için seçenler annenin ve yavrularının sağlığını tehlikeye atmamak için gerekli anatomik, fizyolojik ve davranış karakteristikleri ile ilgili önlemleri almakla yükümlüdür.
Ev ve süs hayvanları ile kontrollü hayvanlardan, doğal yaşama ortamlarına tekrar uyum sağlayamayacak durumda olanlar terk edilemez; beslenemeyeceği ve iklimine uyum sağlayamayacağı ortama bırakılamaz. Ancak, yeniden sahiplendirme yapılabilir ya da hayvan bakımevlerine teslim edilebilir.
Sahipsiz ve güçten düşmüş hayvanların korunması
MADDE 6. — Sahipsiz ya da güçten düşmüş hayvanların, 3285 sayılı Hayvan Sağlığı Zabıtası Kanununda öngörülen durumlar dışında öldürülmeleri yasaktır.
Güçten düşmüş hayvanlar ticarî ve gösteri amaçlı veya herhangi bir şekilde binicilik ve taşımacılık amacıyla çalıştırılamaz.
Sahipsiz hayvanların korunması, bakılması ve gözetimi için yürürlükteki mevzuat hükümleri çerçevesinde, yerel yönetimler yetki ve sorumluluklarına ilişkin düzenlemeler ile çevreye olabilecek olumsuz etkilerini gidermeye yönelik tedbirler, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı ile eşgüdüm sağlanarak, diğer ilgili kuruluşların da görüşü alınmak suretiyle Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.
Sahipsiz veya güçten düşmüş hayvanların en hızlı şekilde yerel yönetimlerce kurulan veya izin verilen hayvan bakımevlerine götürülmesi zorunludur. Bu hayvanların öncelikle söz konusu merkezlerde oluşturulacak müşahede yerlerinde tutulması sağlanır. Müşahede yerlerinde kısırlaştırılan, aşılanan ve rehabilite edilen hayvanların kaydedildikten sonra öncelikle alındıkları ortama bırakılmaları esastır.
Sahipsiz veya güçten düşmüş hayvanların toplatılması ve hayvan bakımevlerinin çalışma usul ve esasları, ilgili kurum ve kuruluşların görüşleri alınarak Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir. Hayvan bakımevleri ve hastanelerin kurulması amacıyla Hazineye ait araziler öncelikle tahsis edilir. Amacı dışında kullanıldığı tespit edilen arazilerin tahsisi iptal edilir.
Hiçbir kazanç ve menfaat sağlamamak kaydıyla sadece insanî ve vicdanî amaçlarla sahipsiz ve güçten düşmüş hayvanlara bakan veya bakmak isteyen ve bu Kanunda öngörülen şartları taşıyan gerçek ve tüzel kişilere; belediyeler, orman idareleri, Maliye Bakanlığı, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından, mülkiyeti idarelerde kalmak koşuluyla arazi ve buna ait binalar ve demirbaşlar tahsis edilebilir. Tahsis edilen arazilerin üzerinde amaca uygun tesisler ilgili Bakanlığın/İdarenin izni ile yapılır.

ÇUHALI CARŞISI GEZGİNİ




12 Eylül sabahı karşılaştık. Fotoğrafını çekerken dost olduğumuzu hissederek yanımıza geldi, poz verdi. Bir süre bizi takip etti ama elimizin boş olduğunu anlayınca hiç sırnaşmadan yanımızdan ayrıldı. Henüz aşılanmamış, kulağında küpe yok.

ÇUHALI KUMSALINI ONLARA ÇOK GÖRDÜLER...

Kaybolan yavrular
Anneleri ile birlikte dört kardeş Çuhalı kumsalında kimseye zarar vermeden yaşıyorlardı. Vicdansız birileri onlara kumsalı çok gördü.... Kimseye zararları yoktu. İnsanlara şefkate, sevgiye muhtaç gözlerle bakıyorlardı... Bir kuru ekmeğe teşekkürleri sıcacık bir bakıştı...kayboldular... Kumsal artık onlarsız...
Ama biz, insanı "insan yapan" yüreğe sahip olan dostları onları arıyoruz... Onları özlüyoruz... Kumsaldan her geçişimizde sessiz çığlıklarını duyuyoruz. Size sahip çıkamadığımız için bizi affedin...