13 Aralık 2023 Çarşamba

Sokak Hayvanlarının Sorunlarını Belediyelerin Çözemeyeceğini Anladık

CİMER İLETİŞİM BAŞKANLIĞINA ÖNERİ

ÖNERİ: TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI BÜNYESİNDE SHKM ( SOKAK HAYVANLARINI KORUMA MÜDÜRLÜĞÜ) KURULMASI.

2004 Yılında çıkarılan 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu gerekli yasal düzenlemeler ve uygulama yönetmelikleri ayrıntılı olarak sorunu çözecek şekilde tamamlanmadığı için 20 yıl sonra hala SOKAK HAYVANLARI SORUNU yaşamaktayız.

2004 yılında meclisimiz sorunu en iyi şekilde çözebilecek yasa çıkartmış olmasına rağmen nerede tıkanmıştır?

Yasayı çok güzel yapılmış saraya benzetecek olursak, bu kadar güzel yapılan sarayın balkonundan şehrin en güzel manzarasını izleyebilirsiniz AMA HEYHAT balkona çıkış kapısı yok!

Belediyelerin sorunu çözme konusundaki ciddiyetsiz tutumu, sorunu bugüne kadar daha da büyütmüştür. Barınak rezaletleri, ormanlara atmalar kara bir leke olarak tarihe geçmiştir. Belediye Başkanlarının çoğunun sorumluluklarını yerine getirerek kısırlaştırma yapmadıkları için artan popülasyon sorun olunca; "Hayvan severler alıp baksın," diyecek kadar da cahil ve sorunun çözümünden uzaktır. (Bkz. 1299 belediyenin kaçında barınak var? Örnek alınabilecek barınak sayısı nedir? Kısırlaştırma yapan belediyeler hangi belediyelerdir?)

Bu sorunu nasıl ve hangi kurumlarla çözebiliriz?

1-   Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesinde DKMP gibi SHKM ( sokak hayvanlarını koruma müdürlüğü) birimi oluşturulmalıdır.

Böyle bir birimin oluşturulması ile belediyelerin ulaşmadığı köyler ne olacak? 5 yılda bir değişen belediye başkanlarının tutumuna göre sürdürülebilirlik nasıl sağlanacak? Bütçe sorunu nasıl çözülecek? V.b. sorunların tek bir merkezden çözümüne yönelik ciddi adımlar atılabilecektir. SHKM birimine Doğa ve Milli Parklar Müdürlüğü gibi tüm ülke genelinde kısırlaştırma merkezleri oluşturarak, illerde hayvan hastaneleri kurarak, Veterinerlik fakülteleri ile işbirliği yaparak daha güçlü ve sürdürülebilir bir hizmet verme imkanı sağlanabilir. Kayıt altına alma, nüfus kontrolü, üretimin denetlenmesi, kısırlaştırma, tedavi ve rehabilitasyon ve sahiplendirme kısmı SHKM’nin sorumluluğunda olmalıdır.

2-   Sokak hayvanları orman hayvanları olmadığı için SHKM birimi tarafından gerekli işlemler yapılan ve sahiplendirilemeyen hayvanlar için işbirliği yapacağı kurumlar ve sivil toplum gönüllüleri olmalıdır.

Bu kurumlar;

a)   Belediyeler: Kendi bölgelerinde sokakta yaşamak zorunda kalan hayvanların yaşam alanlarının 5199 sayılı kanunun 6. Maddesine uygun olarak gönüllülerle birlikte beslenmesi, barınması

b)   Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın sokak hayvanlarının şehrin bir sakini olduğundan hareket ederek, farkındalık çalışmaları yürütmesi ve her siteye bir kulübe gibi kamuyu dahil edecek çalışmalar yapması,

c)   Milli Eğitim Bakanlığı’nın okul eğitimlerine hayvan davranışları üzerine, hayvanlara nasıl yaklaşılması gerektiğini anlatan, hayvan fobisine karşı psikolojik destekleri de olan eğitimlere yer vermesi

d)   Gönüllülerle İşbirliği: Tüm bu çalışmaların hayvan hakları için yıllardır mücadele eden gönüllülerle birlikte sürdürülmesi hayvan istismarını önleyeceğinden önemlidir.

Bu önerilerimizin tümünü detaylandırmaya hazırız.

Not: Önerimizi birkaç gün içinde Cimer üzerinden yapmadan önce tartışmak istiyoruz.

12 Aralık 2023 Salı

BARINAKLARA NEDEN İTİRAZ EDİYORUZ?

Sokaklarda yaşamak zorunda kalan hayvanların hayatta kalmaları o bölgedeki insanların, yerel yönetimlerin insanca tutumuna bağlı olduğunu bildiğimiz halde BARINAKLARA NEDEN İTİRAZ EDİYORUZ?

Barınak denildiğinde hayvanların aç susuz bırakılmadığı, hastaların tedavi edildiği, kısırlaştırılarak daha çok hayvanın mağdur olmasının önlendiği, her hayvanın dolaşabileceği alanlarının olduğu, sığınabileceği kulübelerin konulduğu bir yer düşlüyorsunuz değil mi? 

AMA YOK ÖYLE BİR BARINAK !!!

AÇLIK VAR, KÜREK VAR, PİSLİK İÇİNDE KAFESLERDE ÖLMEK VAR AMA DOĞASINA UYGUN BİR YAŞAM HAKKI YOK. 

PEKİ KORKAN İNSANLAR VAR, SAYILARI ARTINCA SORUN OLUYORLAR, NE YAPACAĞIZ?!!!

İŞTE OLANLAR VE OLMASI GEREKENLER!

CİMER ÜZERİNDEN İLETİŞİM BAŞKANLIĞINA YAZDIĞIMIZ ÖNERİLERİ PAYLAŞIYORUM.

Özü: 2305831751 sayılı başvurum

İLETİŞİM BAŞKANLIĞI’NA
BARINAKLARA NEDEN İTİRAZ EDİYORUZ?
5199 Sayılı yasa ve yönetmelikler oldukça açık iken, belediyelerin cezalardan muaf tutuldukları için yönetmelikte yazılı görevleri yerine getirmemekte ısrarcı olmalarıdır. Bu yüzden yasa 2004 yılında çıkmış olmasına rağmen örnek gösterilebilecek barınak bulunmamaktadır. Örnek gösterilen Konya ve Beykoz barınağında yaşananlara hep birlikte şahit olduk. Varsa bile benim bilgim yok.
Çözüm önerilerimi en çok yaşadığımız ve karşılaştığımız sorunlarla birlikte ele almaya çalışacağım.
1- Belediyelerin hayvan toplaması ne anlama geliyor?
a) Kısırlaştırma amacıyla alan belediyelerin çoğu kısırlaştırma işlemi bittikten sonra barınaktaki yeri dolana kadar barınakta tutuyor ve daha sonra gönüllüler rahat girip çıkamıyorsa veya gitmiyorsa o köpeği yiyecek bulamayacağı ıssız yerlere, başka şehir sınırlarına atıyor veya öldürüyor. Bununla ilgili sosyal medyada asperagas olmayan binlerce haber bulabilirsiniz.

Yönetmeliğin 7. Maddesinde geçen toplanan hayvanların kayıt defterlerine işlenmesi önemli bir sorundur. Barınağa getirilen köpekler ancak ödenek almak amacıyla kısırlaştırıldıktan sonra kayıt defterine geçiriliyor. Alındığı andan, kısırlaşıncaya kadar geçen süre kayıp!
Kayda geçen köpeğe daha sonra ne olduğu hakkında bilgi almak çoğu kez mümkün olmuyor. 

Mesela Düzce Kurtsuyu Barınağına Akçakoca’dan giden köpeğin akıbetini öğrenmek istediğimde köpeği bıraktıklarını söylediler ama kaydı yok. Gerekçe olarak da köpeği girerken fotoğrafını çekerek kayıt ettiklerini ama çıkarken bunu yapamadıklarını, çünkü defterde bununla ilgili bölümün olmadığını, bu yüzden yazamadıklarını ileri sürdüler. DEMEK Kİ KAYIT DEFTERLERİNİN DE YENİDEN HAZIRLANMASI GEREKİYOR.


ÖNERİ: Belediyeler için ortak bir internet portalı oluşturularak, barınağa getirilen hayvanların fotoğraflı girişleri, çıkışları ve yapılan işlemlerin bilgisayar ortamında tutulması ZORUNLU hale getirilebilir. Bu portal gönüllülere de açık olursa, oradan hem köpeklerin takibini yapabiliriz, hem de sahiplendirme çalışmalarına katkı sunabiliriz.

" Yönetmelik MADDE 7 – (1) Belediyeler;
a) Sahipsiz veya güçten düşmüş hayvanların toplatılması, kısırlaştırılması, aşılanması, gerekli tıbbî bakımlarının yapılması ve işaretlenmesi, alındığı ortama geri bırakılması, sahiplendirilenlerinin kayıt altına alınmasıyla,
b) Geçici bakımevine gelen hayvanları öncelikle Ek-2 deki Sahipsiz Hayvan Kayıt Defterine kaydederek müşahede altına almakla, gerekli tedavilerin yapılmasını, kısırlaştırıp aşılanmasını ve işaretlenmesini müteakip alındığı ortama bırakmakla, geçici bakımevlerine gelen hayvanların sahiplenilmesi için yerel hayvan koruma görevlileri ve gönüllü kuruluşlar ile işbirliği yapmakla,"
BELEDİYELER, DENETİM YAPMASI GEREKEN TARIM İL VE İLÇE MÜDÜRLÜKLERİ, DKMP YÖNETMELİKTE YAZAN SORUMLULUKLARINI YERİNE GETİRMİYORLAR. BU DA MEVCUT İKTİDARIN BAŞARISIZLIĞI OLARAK BİZLERE YANSIYOR.
Herkes görevini yapsa sorun çözülür. Saygılarımla,


2-TOPLANAN KÖPEKLERİN YOK EDİLMESİ DURUMU

İLETİŞİM BAŞKANLIĞI’NA
BARINAKLARA NEDEN İTİRAZ EDİYORUZ 2 ?
Özü: 2305831751 sayılı başvuruma ek olarak
Daha önceki dilekçemde barınaklara itirazımızın en önemli nedenlerinden birinin KÖPEKLERİN KAYBOLMASI ve TOPLANAN KÖPEKLERİN KAYIT ALTINA ALINMAMASI OLDUĞUNDAN bahsetmiştim.
Barınak sorumlularına sorduğunuzda “kayıt altına alıyoruz” gibi cümleler kursalar da uygulamada bunun böyle olmadığını biliyoruz.

Örnek olarak Düzce Kurtsuyu barınağında kaybolan köpekler için O dönem Veteriner İşleri Müdürü ile yaptığım Whatsap yazışmasını eklemeye çalışacağım. Bkz. EK1 ( Elimizde çok örnekler var ama bu yazışma açıkça köpeğin girerken fotoğraflı kaydının yapıldığını ama çıkarken yapılamadığını itiraf etmektedir. )
Veteriner artık kayıt defteri tutulmadığını, internet ortamında kayıtların tutulduğunu söylüyor.

KÖPEKLER BARINAĞA ALINIRKEN İŞARETLENSE SORUN ÇÖZÜLEBİLİR.

( Hastanelerde bileklik takıyorlar mesela)
Yıllardır yapılan yanlış işlemlerden, ihmallerden ve barınaktaki hayvanlara uygulanan şiddetten dolayı barınağa getirilen köpeğin fotoğraflı olarak hemen kayda girilmesinin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Getirilen her köpeğin kayda girip girmediği barınak denetimlerini yapan DKMP veya Tarım İl, İlçe Müdürlükleri tarafından SAYIM yapılarak pekala ortaya çıkarılabilir. Nasıl ki işletmeler yıl sonlarında stok sayımı yapıyorlarsa BARINAKLARDA DA SAYIM YAPILMALI ve HER HAYVAN TÜRÜNE GÖRE KAYDA GEÇİRİLMELİ, DENETÇİLER BU KAYITLARLA FİİLİ DURUMUN UYUP UYMADIĞINI KONTROL ETMELİDİRLER:
Maalesef memurların işlerini titizlikle yapmaları sizin onları yönlendirmenizle mümkün.

GÖNÜLLÜLERLE İŞBİRLİĞİ
Gönüllülerle işbirliği maalesef birçok yerde yok. Bunun için bazen agresif hayvan severler suçlansa da, YEREL HAYVAN KORUMA GÖNÜLLÜLERİ ile işbirliği yapılabilir.

BİZ BARINAĞA ŞÖYLE BAKIYORUZ:
1- Barınağa girişiniz engelleniyorsa orada mutlaka istismar vardır.
2- Fotoğraf çekmenize izin vermiyorlarsa, bir sonraki gidişinizde “O KÖPEK NEREDE?” diye soramayacaksınız demektir.
3- Saatleri sınırlıyorlarsa girişin yasak olduğu saatlerde uyutma dahil, her şey mümkün. (maalesef böyle olaylar yaşandığı için güven tesis etmek çok zor.)
Bizler ziyaretçi değil, bu olayın, BARINAĞIN bir BİLEŞENİ olarak barınakta bulunma hakkına sahip olmalıyız ki BARINAKLARDAKİ ŞİDDET YOK OLSUN.

BUNUN İÇİN ;
Gönüllüler internet üzerinden barınağa giren köpeklerin kayıt işlemlerini görüntüleyebilmelidir. Barınaklara internet üzerinden ulaşmak mümkün olmalıdır. Şeffaf bir barınak yönetimi, bizlerde antipati uyandıran
BARINAK uygulamasından BAKIMA MUHTAÇ YAŞLI, ENGELLİ VE YAVRULARIN SIĞINAĞI, YUVASI HALİNE DÖNÜŞTÜRÜLEBİLİR VE BAKIMEVİ OLABİLİR.


3- KÖYLERDE KISIRLAŞTIRMA YOK


İletişim Başkanlığı'na

Konu : Köylerden şehirlere köpek bırakılmasının önlenmesi için yapılabilecekler

Biz Akçakoca-Düzce'de merkezde ne kadar kısırlaştırma yapılırsa yapılsın, köylerde çalışma yapılmazsa popülasyonun artmaya devam ettiğini görmüş ve Akçakoca Kaymakamlığı'na Mini Çalıştay yapmayı önermiştik. Kaymakamlığa davet göndermek ve salonunu tahsis etmek dışında hiçbir yükü olmayan bu talebimizin red edilmesi bizleri çok üzmüş, hayal kırıklığına uğratmıştır. ÇÜNKÜ BİR SORUN VARSA BUNU BİRLİKTE ÇÖZEBİLİRİZ. Kaymakamlığa verdiğimiz dilekçedeki taleplerimiz tüm Türkiye için geçerlidir. O yüzden burada sizinle paylaşmayı uygun buldum.

AKÇAKOCA İLÇESİ VE KÖYLERİ
SOKAK HAYVANLARI, SORUNLARI
VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
MİNİ ÇALIŞTAYI


AMAÇ : Sokağa terk edilen hayvan nüfusunun ( kedi-kopek) kontrol altına alınarak; ilçeden köylere, köylerden ilçelere atılmalarının önlenmesi, hayvanların zarar gördüğü, insanların mağdur olduğu ortamların iyileştirilmesi üzerine çözüm arayışları
KATILIMCILAR
Kaymakamlık, Belediye, Kent Konseyi, Dayanışma Hayvan Hakları Federasyonu, Dohaycan Dernegi, Köy ve Mahalle Muhtarları, Düzce Veterinerler Odası Başkanı, Doğal Koruma Milli Parklar Müdürlüğü ( Düzce)
KONUKLAR
Kaymakamlık, Tarım İlçe Veterinerleri, Tarım İlçe Müdürlüğü, Orman Müdürlüğü, Siyasi Parti Ve STK temsilcileri, İL ÖZEL IDARESI ( Özellikle katılımı sağlanmalı)
PROGRAM İÇERİĞİ ( Süre:2-2,5 saat )
1- Muhtarları temsilen bir konuşmacının sorunları dile getirmesi
2- Sokak Hayvanlarının yaşadığı sorunların anlatılması
( kısa bir video : Şehrimizin Hayaletleri ) ve sunum
3- Yasal Bilgilendirme ve hayvan hakları (Dayanışma Fed )
4- Çözüm önerileri ( Veteriner hekim ve bir ilçede örnek çözüm )
5-Düzce Veterinerler Odası Başkanı 
6-DKMP Temsilcisi Konuşması
5-Yerelde Çözüm ( İşbirliği yapılacak kurumlar, ortaklıklar )
6-Soru Cevap
7-Kapanış ve sonuç raporu
SONUÇ OLARAK; Bu Mini Çalıştay ile köy ve mahalle muhtarlarının bilgilendirilmesi sağlanarak, özellikle köy muhtarlarının konu ile ilgili muhatap bulamamaları nedeniyle yaşadıkları sıkıntıya çare bulmak, köylerden sorumlu Kaymakamlığı ve il özel idaresini sorunun çözümüne ortak ederek, belediye ile işbirliği içinde nüfus kontrolünü sağlamak. Bu mini çalıştay sonunda; bir rapor hazırlanarak, sadece belediyelere yüklenen sorumluluğu paylaştırmak ve köylerden merkeze köpek atılmasının önüne geçilmesi hedeflenmektedir.
 

4-HAYVANLARIN REHABİLİTE EDİLMESİ, HAYVAN FOBİSİNİN TEDAVİSİ

İletişim Başkanlığı'na,

Yıllardır sahada olan biri olarak; şikayetlerinin çoğunun gerçek bir saldırıdan değil, fobiden ve tiksintiden kaynaklandığını gözlemledim.
Agresif olanları rehabilite edip, sosyal olanların toplumla uyum içinde yaşamasını sağlayabiliriz.

YASAL DAYANAK: Çocuğun ve ailenin korunması, hayvanların korunması için çıkarılmış tüm yasal mevzuatlar

Ülkemizde insanlara ve hayvanlara yönelik vahşet görüntülerin yaşanmaması için eğitim kurumlarının yapacağı çalışmalar çok önemlidir.
Bunun için öncelikle Hayvan korkusu( zoofobi) olarak adlandırılan çeşitli hayvanlardan duyulan korku ve rahatsızlıkların giderilmesi gerekir. Zoofobi, Ülkemizde en yaygın korku türü olup bazen birden çok hayvana karşı duyulmaktadır. Kedi, köpek gibi evcil hayvanlar dışında hamam böceği, fare gibi hayvanlara karşı da tiksinti ve korku bir arada ortaya çıkmaktadır. Hayvan korkusu (zoofobi): İnsanların bir kısmında, korkulan hayvanlara karşı kötü bir deneyim yaşadıktan sonra başlamakla birlikte, bazen de insanların karşılıklı birbirlerini etkilemeleri sonucu da ortaya çıkabilmektedir.
a)Hayvanlara karşı oluşan fobilere karşı bilinçli çalışmalar yaparak; İnsanların korkuları nedeniyle yaşadıkları panikler sonucu yaralanmalarının önüne geçmek. Özellikle köpeklerden korkan çocukların daha çok hayvanlar tarafından değil, kaçarken yaralandığı biliniyor. Fobisinden kurtulan insan yaşamını doğayla uyum içinde sürdürebilme özelliği kazanacaktır.
Hayatını zorlaştıran korkularından kurtulan insanlar, enerjilerini olumlu yönde kullanacaklarından topluma daha yararlı olacaktır.

EĞİTİMLERLE KORKU KAYNAKLI YARALANMALAR ÖNLENEBİLİR!
b) Özellikle, köpeklerden korktuğu için kaçarken yaralanan çocuklarımızın bu korkularından kurtulmalarını veya korkularıyla başa çıkmalarını öğreterek, hayatlarını kolaylaştırmak istiyoruz.
Bakanlığınız tarafından hazırlanacak FOBİYE karşı mücadele edebilecek bir proje ile sevgisiz ve merhamet duygusundan uzaklaşan bir toplum yerine, merhametli nesillerin yetiştirilmesine katkı sunarak, okula giden çocukların, sokak hayvanlarıyla tehlikesiz bir şekilde iletişim kurmasını istemekteyiz.
Özellikle toplumumuzda sokak hayvanları olarak adlandırılan kedi ve köpeklerle ilgili artan bilinçsiz korkuların üzerine giderek okullarda Hayvan Fobisi olan insanlara ulaşarak, psikolog eşliğinde, fobinin yenilmesine yönelik çalışmalar yapılmalıdır.
Bu eğitimlerle, hayvan davranışlarını öğrenen ve tehlike arz eden durumlarda nasıl davranmaları gerektiği konusunda bilinçli bir toplum oluşturarak, çocuklarımızı bilinçsizce köpekten kaçarken aracın altında kalmaktan kurtarabiliriz.
Not: Milli Eğitim Bakanlığı, Belediyeler, Tarım ve Orman Bakanlığı, Sivil toplum kuruluşları işbirliği yapmalı