27 Ocak 2016 Çarşamba

ÇOCUKLARIMIZA ISSIZ BİR DÜNYA BIRAKMAYALIM.

Onlar, binlerce yıldır bizimle birlikte yaşıyorlar, Bize Atalarımızdan, İnsanlığın geçmişinden gelen bir miras...
Bu mirası çocuklarımıza, gelecek kuşaklara bırakmak insanlık borcumuzdur.


Orta Okul birinci sınıfına giden Duygu, bu konudaki duygularını ve endişelerini bizimle paylaşmış. 

"Hemen hemen çocukluğunda herkesin birer hayvanı olmuştur. Evde beslemesek bile hiç olmassa dışarıda beslediğimiz o köpekler, kediler ve o melodileriyle bizi dinlendiren kuşlar ne kadar da tatlılar değiller mi sizce. 


Sevgimize, her zaman sevgi ile karşılık veren ve bizi her ne pahasına olursa olsun bize arkadaşlık eden hayvanlar aslına bakarsak bizler için birer dosttur. 



Doğanın dengesi açısından hayvanların varlıklarının hayati öneme sahip olmasının dışında varlıkları ile de doğayı renklendirir, şenlendirirler. Dünyaya yararından çok zararı dokunan insanoğlu, doğasının dışında davranmayan, her zaman doğanın dengesindeki yerini bilip, bu dengeyi adeta koruyan hayvanlara da zarar veriyor. 


Bu zararlar kimilerinin neslini tüketmekten, dünyanın kaynaklarını sadece insanoğlu için kullanmaya kadar gidebiliyor. Bazı hayvanların yaşam alanlarını yok ederken, bizimle aynı çevreyi paylaşan hayvanlara da eziyet etmek maalesef sıklıkla karşılaştığımız biz insanoğlunun davranışıdır. 





Unutmayalım hayvanlar bize emir vermezler her zaman bizimle ilgilenmeye hazırdırlar. Sizin ruh halinize göre hareket eder ve karşılık beklemezler.

AYRICA İNSANLAR EMPATİ KURMA ÖZELLİKLERİNİ YİTİRDİKLERİ İÇİN ONLARA ZARAR VERİRLER !!!  "

 Duygu, "çocuk aklı" diye çoğu insanın ciddiye almayacağı bir durumu fark etmiş. Özellikle büyüyünce hissetme yeteneğini kaybeden insanların empati yoksunluğunun hayvanlara nasıl zarar verdiğini ifade etmiş. 




Arılar yok olursa, insanlık dört yıl içinde yok olur. Einstein

Her canlının var olma nedeni var, insan doğanın bir parçası olarak, diğer türleri yok etmeye kalktığında, kendi sonunu da hazırlar.



22 Ocak 2016 Cuma

BARINAK DEĞİL, GEÇİCİ REHABİLİTASYON MERKEZLERİ OLMALIDIR...


Belediyeler Beş yıldızlı barınak da yapsalar, hayvanların sürekli oralarda kapalı tutulması doğru değildir.

NEDEN?

1- Deneyimlerimiz gösterdi  ki, barınaklarda çalışan Veterinerler gönüllülerle işbirliğine yanaşmaktan ne kadar çok uzaklaştıkça, VİCDANLARI o kadar çok NASIR bağlıyor. 
Veterinerlik hizmetini bir iki kısırlaştırma ile geçiştirip, enerjilerini hayvan popülasyonunu engellemek için, hayvanları yaşadıkları yerlerden nasıl uzaklaştırabileceklerine harcamak zorunda kalıyorlar.

2- Barınak çalışanları, hayvan sevgisinden yoksunsa, hayvanlar her türlü şiddete maruz kalabiliyor. ( Tıpkı, basına düştüğünde öğrendiğimiz bazı cezaevlerinde çocuk mahkumların, bazı çocuk yurtlarında çocukların yaşadığı gibi )



Düzce Barınağına saat 15:00'den sonra girmek yasak. Görevliler sıcak odalarında oturup, gönüllüleri içeri sokmamak için uğraşıyorlar ama, akıllarına inşaatlardan palet almak gelmiyor. Saat 15:00 den sonra yasak demelerine rağmen, 29 Aralık günü saat 11:00 e doğru gittiğimizde de içeri sokmamışlardı.





 Gördüğünüz gibi Düzce Belediyesi dışarı bir kaç kulübe bile yaptırmış, ama hayvanların iyi olup olmadığını kontrol etmek için gönüllülere katı yasaklar konuyorsa, orada hoş olmayan şeyler yaşanıyor demektir. 

"Hele fotoğraf çekmek yasak" diyorlarsa, orada yaşayan hayvanların görüntülerini almanızı engelliyorlarsa, o hayvanların can güvenliğinden endişe etmelisiniz.


BU FOTOĞRAFLARI 29 ARALIK TARİHİNDE ÇEKMİŞTİK. 22 OCAK TARİHİNDE ÇOK DAHA AZ SAYIDA KÖPEK KALMIŞTI. KÖPEKLER NASIL YER DEĞİŞTİRİYOR? AKİBETLERİ NE OLUYOR? ( Düzceli arkadaşlarla görüşüp, bilgi alacağız)


 29 Aralık 2015 günü Düzce İl Hayvan Kurulu toplantısına gelirken otobana bırakılmış bu Golden köpeğini gördük. Aldık, Düzce Barınağına götürüp, bırakmak zorunda kaldık.



Barınağa Bırakmak zorunda kaldığımız uyuz olmuş bu dişi Golden Köpeğini 22 Aralık Düzce Valisi ziyaretimizde görmeye gittik. Seni inşallah ( Allah'ın izni ile) alacağız kızım...




Köpeği yanımıza getirdiler ama bir görüntüsünü almamıza izin vermediler. Köpeğin, gerçekten bıraktığımız köpek olduğunu anlamak için fotoğrafları bile karşılaştırma şansımız olmadı. Gördüğümüz köpek daha iyiydi ve uyuzu geçmeye başlamıştı. O gün barınağın ilk bölmesine bıraktığımızda çiftleştiğini görmemize rağmen, ısrarla hamile olmadığı söylendi. 

Düzce Orman Su İşleri Görevlilerine, iki adım ötelerinde olan barınağı daha sık denetlemelerini,
Düzceli hayvansever dostlarımıza özellikle yasaklı saatlerde neler yapıldığını takip etmelerini öneriyoruz.

Çünkü daha önce hayvan dövüştürenlere, eğitim sıralarında kullanmaları için barınaktan köpek verildiği söylentileri bile çıkmıştı. 
Belediye Başkanları, Barınakta görevlendirdikleri elemanlarını her zaman denetleyemezler, eksikleri kontrol edemezler. Bu konuda, kendilerine yardımcı olacak gönüllülerle işbirliğine önem vermeliler. 

Sayın Keleş, barınakta hayvanlar soğuk/sıcak betondan etkilenmesin diye bir PALETİN bile esirgendiğini nereden bilsin...

Şehr-i Emin, sadece şehirdeki insanlardan değil, şehirdeki börtü, böcekten, kuştan köpekten de sorumludur. Elimden bu kadarı geliyor diye, dilsiz hayvanları ihmal etmeyiniz, Unutmayınız ki sırat köprüsünden geçerken bir küçük iyiliğinize muhtaç olabilirsiniz.

BU DA BİR GÖNÜLLÜNÜN YASAKSIZ GİREBİLDİĞİ VE GÖRÜNTÜ ALABİLDİĞİ BEYLİKDÜZÜ


Sayın Düzce Barınağı Sorumlusu ve Sorumlu Veterineri, Barınağınız böyle övünülecek bir yer olsaydı yine YASAK koyar mıydınız? 

Aşağıdaki yazı Bu güzel kareleri çektikten sonra mutluluğunu bizlerle paylaşan bir gönüllünün yazdıkları. Neden sizin için de bu duyguları besleyemiyoruz?

"Bunlar Türkiye'de bir barınaktan kareler...
Felçli köpek ve sakat kedi üniteleri...
Fotoları kopyala yapıştır yapmadım...
Bu barınağa herhangi bir t anında gittim...
Ve ben çektim..
Komşunun kapısını çalsam da evine girsem...
Böyle derli toplu bulmayacağıma eminim...
Neresi mi burası...
Elbette @ekremimamoglu 'nun baştan yaratın dediği @beylikduzubelediye sinin barınağı...
Bunu yapmak / başarmak için sadece insani vasıfları muhafaza edebilmek yeterli...


EVET, SAYIN BELEDİYE BAŞKANLARI VE GÖREVİNİ YASAKLAMAK SANAN VETERİNERLER, BİZ SİZE KARŞI DEĞİLİZ...

İYİ ŞEYLER YAPIN, İYİ ŞEYLER YAZALIM.

BİLBORDLARDA KENDİ KENDİNİZİ ÖVDÜĞÜNÜZ REKLAMLARA DEĞİL,
BİZİM SAHİCİ YAZDIKLARIMIZA İNANIR İNSANLAR...