Sokaklarda yaşamak zorunda kalan hayvanların hayatta kalmaları o bölgedeki insanların, yerel yönetimlerin insanca tutumuna bağlı olduğunu bildiğimiz halde BARINAKLARA NEDEN İTİRAZ EDİYORUZ?
Barınak denildiğinde hayvanların aç susuz bırakılmadığı, hastaların tedavi edildiği, kısırlaştırılarak daha çok hayvanın mağdur olmasının önlendiği, her hayvanın dolaşabileceği alanlarının olduğu, sığınabileceği kulübelerin konulduğu bir yer düşlüyorsunuz değil mi?
AMA YOK ÖYLE BİR BARINAK !!!
AÇLIK VAR, KÜREK VAR, PİSLİK İÇİNDE KAFESLERDE ÖLMEK VAR AMA DOĞASINA UYGUN BİR YAŞAM HAKKI YOK.
PEKİ KORKAN İNSANLAR VAR, SAYILARI ARTINCA SORUN OLUYORLAR, NE YAPACAĞIZ?!!!
İŞTE OLANLAR VE OLMASI GEREKENLER!
CİMER ÜZERİNDEN İLETİŞİM BAŞKANLIĞINA YAZDIĞIMIZ ÖNERİLERİ PAYLAŞIYORUM.
Özü: 2305831751 sayılı başvurum
İLETİŞİM
BAŞKANLIĞI’NA
BARINAKLARA NEDEN İTİRAZ EDİYORUZ?
5199 Sayılı yasa ve yönetmelikler oldukça açık iken, belediyelerin cezalardan
muaf tutuldukları için yönetmelikte yazılı görevleri yerine getirmemekte
ısrarcı olmalarıdır. Bu yüzden yasa 2004 yılında çıkmış olmasına rağmen örnek
gösterilebilecek barınak bulunmamaktadır. Örnek gösterilen Konya ve Beykoz
barınağında yaşananlara hep birlikte şahit olduk. Varsa bile benim bilgim yok.
Çözüm önerilerimi en çok yaşadığımız ve karşılaştığımız sorunlarla birlikte ele
almaya çalışacağım.
1- Belediyelerin hayvan toplaması ne anlama geliyor?
a) Kısırlaştırma amacıyla alan belediyelerin çoğu kısırlaştırma işlemi
bittikten sonra barınaktaki yeri dolana kadar barınakta tutuyor ve daha sonra
gönüllüler rahat girip çıkamıyorsa veya gitmiyorsa o köpeği yiyecek
bulamayacağı ıssız yerlere, başka şehir sınırlarına atıyor veya öldürüyor.
Bununla ilgili sosyal medyada asperagas olmayan binlerce haber bulabilirsiniz.
Yönetmeliğin 7. Maddesinde geçen toplanan hayvanların kayıt defterlerine
işlenmesi önemli bir sorundur. Barınağa getirilen köpekler ancak ödenek almak
amacıyla kısırlaştırıldıktan sonra kayıt defterine geçiriliyor. Alındığı andan,
kısırlaşıncaya kadar geçen süre kayıp!
Kayda geçen köpeğe daha sonra ne olduğu hakkında bilgi almak çoğu kez mümkün
olmuyor.
Mesela Düzce Kurtsuyu Barınağına Akçakoca’dan giden köpeğin akıbetini öğrenmek istediğimde köpeği bıraktıklarını söylediler ama kaydı yok. Gerekçe olarak da köpeği girerken fotoğrafını çekerek kayıt ettiklerini ama çıkarken bunu yapamadıklarını, çünkü defterde bununla ilgili bölümün olmadığını, bu yüzden yazamadıklarını ileri sürdüler. DEMEK Kİ KAYIT DEFTERLERİNİN DE YENİDEN HAZIRLANMASI GEREKİYOR.
ÖNERİ: Belediyeler için ortak bir internet portalı oluşturularak, barınağa
getirilen hayvanların fotoğraflı girişleri, çıkışları ve yapılan işlemlerin
bilgisayar ortamında tutulması ZORUNLU hale getirilebilir. Bu portal
gönüllülere de açık olursa, oradan hem köpeklerin takibini yapabiliriz, hem de
sahiplendirme çalışmalarına katkı sunabiliriz.
" Yönetmelik MADDE 7 – (1) Belediyeler;
a) Sahipsiz veya güçten düşmüş hayvanların toplatılması, kısırlaştırılması,
aşılanması, gerekli tıbbî bakımlarının yapılması ve işaretlenmesi, alındığı
ortama geri bırakılması, sahiplendirilenlerinin kayıt altına alınmasıyla,
b) Geçici bakımevine gelen hayvanları öncelikle Ek-2 deki Sahipsiz Hayvan Kayıt
Defterine kaydederek müşahede altına almakla, gerekli tedavilerin yapılmasını,
kısırlaştırıp aşılanmasını ve işaretlenmesini müteakip alındığı ortama
bırakmakla, geçici bakımevlerine gelen hayvanların sahiplenilmesi için yerel
hayvan koruma görevlileri ve gönüllü kuruluşlar ile işbirliği yapmakla,"
BELEDİYELER, DENETİM YAPMASI GEREKEN TARIM İL VE İLÇE MÜDÜRLÜKLERİ, DKMP
YÖNETMELİKTE YAZAN SORUMLULUKLARINI YERİNE GETİRMİYORLAR. BU DA MEVCUT İKTİDARIN
BAŞARISIZLIĞI OLARAK BİZLERE YANSIYOR.
Herkes görevini yapsa sorun çözülür. Saygılarımla,
İLETİŞİM
BAŞKANLIĞI’NA
BARINAKLARA NEDEN İTİRAZ EDİYORUZ 2 ?
Özü: 2305831751 sayılı başvuruma ek olarak
Daha önceki dilekçemde barınaklara itirazımızın en önemli nedenlerinden birinin
KÖPEKLERİN KAYBOLMASI ve TOPLANAN KÖPEKLERİN KAYIT ALTINA ALINMAMASI OLDUĞUNDAN
bahsetmiştim.
Barınak sorumlularına sorduğunuzda “kayıt altına alıyoruz” gibi cümleler
kursalar da uygulamada bunun böyle olmadığını biliyoruz.
Örnek olarak Düzce
Kurtsuyu barınağında kaybolan köpekler için O dönem Veteriner İşleri Müdürü ile
yaptığım Whatsap yazışmasını eklemeye çalışacağım. Bkz. EK1 ( Elimizde çok
örnekler var ama bu yazışma açıkça köpeğin girerken fotoğraflı kaydının
yapıldığını ama çıkarken yapılamadığını itiraf etmektedir. )
Veteriner artık kayıt defteri tutulmadığını, internet ortamında kayıtların
tutulduğunu söylüyor.
KÖPEKLER BARINAĞA ALINIRKEN İŞARETLENSE SORUN ÇÖZÜLEBİLİR.
( Hastanelerde
bileklik takıyorlar mesela)
Yıllardır yapılan yanlış işlemlerden, ihmallerden ve barınaktaki hayvanlara
uygulanan şiddetten dolayı barınağa getirilen köpeğin fotoğraflı olarak hemen
kayda girilmesinin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Getirilen her köpeğin kayda
girip girmediği barınak denetimlerini yapan DKMP veya Tarım İl, İlçe
Müdürlükleri tarafından SAYIM yapılarak pekala ortaya çıkarılabilir. Nasıl ki
işletmeler yıl sonlarında stok sayımı yapıyorlarsa BARINAKLARDA DA SAYIM
YAPILMALI ve HER HAYVAN TÜRÜNE GÖRE KAYDA GEÇİRİLMELİ, DENETÇİLER BU KAYITLARLA
FİİLİ DURUMUN UYUP UYMADIĞINI KONTROL ETMELİDİRLER:
Maalesef memurların işlerini titizlikle yapmaları sizin onları yönlendirmenizle
mümkün.
GÖNÜLLÜLERLE İŞBİRLİĞİ
Gönüllülerle işbirliği maalesef birçok yerde yok. Bunun için bazen agresif
hayvan severler suçlansa da, YEREL HAYVAN KORUMA GÖNÜLLÜLERİ ile işbirliği
yapılabilir.
BİZ BARINAĞA ŞÖYLE BAKIYORUZ:
1- Barınağa girişiniz engelleniyorsa orada mutlaka istismar vardır.
2- Fotoğraf çekmenize izin vermiyorlarsa, bir sonraki gidişinizde “O KÖPEK
NEREDE?” diye soramayacaksınız demektir.
3- Saatleri sınırlıyorlarsa girişin yasak olduğu saatlerde uyutma dahil, her şey
mümkün. (maalesef böyle olaylar yaşandığı için güven tesis etmek çok zor.)
Bizler ziyaretçi değil, bu olayın, BARINAĞIN bir BİLEŞENİ olarak barınakta
bulunma hakkına sahip olmalıyız ki BARINAKLARDAKİ ŞİDDET YOK OLSUN.
BUNUN İÇİN ;
Gönüllüler internet üzerinden barınağa giren köpeklerin kayıt işlemlerini
görüntüleyebilmelidir. Barınaklara internet üzerinden ulaşmak mümkün olmalıdır.
Şeffaf bir barınak yönetimi, bizlerde antipati uyandıran BARINAK uygulamasından
BAKIMA MUHTAÇ YAŞLI, ENGELLİ VE YAVRULARIN SIĞINAĞI, YUVASI HALİNE
DÖNÜŞTÜRÜLEBİLİR VE BAKIMEVİ OLABİLİR.
3- KÖYLERDE KISIRLAŞTIRMA YOK
İletişim
Başkanlığı'na
Konu : Köylerden şehirlere köpek bırakılmasının önlenmesi için yapılabilecekler
Biz Akçakoca-Düzce'de merkezde ne kadar kısırlaştırma yapılırsa yapılsın,
köylerde çalışma yapılmazsa popülasyonun artmaya devam ettiğini görmüş ve
Akçakoca Kaymakamlığı'na Mini Çalıştay yapmayı önermiştik. Kaymakamlığa davet
göndermek ve salonunu tahsis etmek dışında hiçbir yükü olmayan bu talebimizin
red edilmesi bizleri çok üzmüş, hayal kırıklığına uğratmıştır. ÇÜNKÜ BİR SORUN
VARSA BUNU BİRLİKTE ÇÖZEBİLİRİZ. Kaymakamlığa verdiğimiz dilekçedeki
taleplerimiz tüm Türkiye için geçerlidir. O yüzden burada sizinle paylaşmayı
uygun buldum.
AKÇAKOCA İLÇESİ VE KÖYLERİ
SOKAK HAYVANLARI, SORUNLARI
VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
MİNİ ÇALIŞTAYI
AMAÇ : Sokağa terk edilen hayvan nüfusunun ( kedi-kopek) kontrol altına
alınarak; ilçeden köylere, köylerden ilçelere atılmalarının önlenmesi,
hayvanların zarar gördüğü, insanların mağdur olduğu ortamların iyileştirilmesi
üzerine çözüm arayışları
KATILIMCILAR
Kaymakamlık, Belediye, Kent Konseyi, Dayanışma Hayvan Hakları Federasyonu,
Dohaycan Dernegi, Köy ve Mahalle Muhtarları, Düzce Veterinerler Odası Başkanı,
Doğal Koruma Milli Parklar Müdürlüğü ( Düzce)
KONUKLAR
Kaymakamlık, Tarım İlçe Veterinerleri, Tarım İlçe Müdürlüğü, Orman Müdürlüğü,
Siyasi Parti Ve STK temsilcileri, İL ÖZEL IDARESI ( Özellikle katılımı
sağlanmalı)
PROGRAM İÇERİĞİ ( Süre:2-2,5 saat )
1- Muhtarları temsilen bir konuşmacının sorunları dile getirmesi
2- Sokak Hayvanlarının yaşadığı sorunların anlatılması
( kısa bir video : Şehrimizin Hayaletleri ) ve sunum
3- Yasal Bilgilendirme ve hayvan hakları (Dayanışma Fed )
4- Çözüm önerileri ( Veteriner hekim ve bir ilçede örnek çözüm )
5-Düzce Veterinerler Odası Başkanı
6-DKMP Temsilcisi Konuşması
5-Yerelde Çözüm ( İşbirliği yapılacak kurumlar, ortaklıklar )
6-Soru Cevap
7-Kapanış ve sonuç raporu
SONUÇ OLARAK; Bu Mini Çalıştay ile köy ve mahalle muhtarlarının
bilgilendirilmesi sağlanarak, özellikle köy muhtarlarının konu ile ilgili
muhatap bulamamaları nedeniyle yaşadıkları sıkıntıya çare bulmak, köylerden
sorumlu Kaymakamlığı ve il özel idaresini sorunun çözümüne ortak ederek,
belediye ile işbirliği içinde nüfus kontrolünü sağlamak. Bu mini çalıştay sonunda; bir rapor hazırlanarak, sadece belediyelere yüklenen sorumluluğu paylaştırmak
ve köylerden merkeze köpek atılmasının önüne geçilmesi hedeflenmektedir.
İletişim
Başkanlığı'na,
Yıllardır sahada olan biri olarak; şikayetlerinin çoğunun gerçek bir saldırıdan
değil, fobiden ve tiksintiden kaynaklandığını gözlemledim.
Agresif olanları rehabilite edip, sosyal olanların toplumla uyum içinde
yaşamasını sağlayabiliriz.
YASAL DAYANAK: Çocuğun ve ailenin korunması, hayvanların korunması için
çıkarılmış tüm yasal mevzuatlar
Ülkemizde insanlara ve hayvanlara yönelik vahşet görüntülerin yaşanmaması için
eğitim kurumlarının yapacağı çalışmalar çok önemlidir.
Bunun için öncelikle Hayvan korkusu( zoofobi) olarak adlandırılan çeşitli
hayvanlardan duyulan korku ve rahatsızlıkların giderilmesi gerekir. Zoofobi,
Ülkemizde en yaygın korku türü olup bazen birden çok hayvana karşı
duyulmaktadır. Kedi, köpek gibi evcil hayvanlar dışında hamam böceği, fare gibi
hayvanlara karşı da tiksinti ve korku bir arada ortaya çıkmaktadır. Hayvan
korkusu (zoofobi): İnsanların bir kısmında, korkulan hayvanlara karşı kötü bir
deneyim yaşadıktan sonra başlamakla birlikte, bazen de insanların karşılıklı
birbirlerini etkilemeleri sonucu da ortaya çıkabilmektedir.
a)Hayvanlara karşı oluşan fobilere karşı bilinçli çalışmalar yaparak;
İnsanların korkuları nedeniyle yaşadıkları panikler sonucu yaralanmalarının
önüne geçmek. Özellikle köpeklerden korkan çocukların daha çok hayvanlar
tarafından değil, kaçarken yaralandığı biliniyor. Fobisinden kurtulan insan
yaşamını doğayla uyum içinde sürdürebilme özelliği kazanacaktır.
Hayatını zorlaştıran korkularından kurtulan insanlar, enerjilerini olumlu yönde
kullanacaklarından topluma daha yararlı olacaktır.
EĞİTİMLERLE KORKU KAYNAKLI YARALANMALAR ÖNLENEBİLİR!
b) Özellikle, köpeklerden korktuğu için kaçarken yaralanan çocuklarımızın bu
korkularından kurtulmalarını veya korkularıyla başa çıkmalarını öğreterek,
hayatlarını kolaylaştırmak istiyoruz.
Bakanlığınız tarafından hazırlanacak FOBİYE karşı mücadele edebilecek bir proje
ile sevgisiz ve merhamet duygusundan uzaklaşan bir toplum yerine, merhametli
nesillerin yetiştirilmesine katkı sunarak, okula giden çocukların, sokak
hayvanlarıyla tehlikesiz bir şekilde iletişim kurmasını istemekteyiz.
Özellikle toplumumuzda sokak hayvanları olarak adlandırılan kedi ve köpeklerle
ilgili artan bilinçsiz korkuların üzerine giderek okullarda Hayvan Fobisi olan
insanlara ulaşarak, psikolog eşliğinde, fobinin yenilmesine yönelik çalışmalar
yapılmalıdır.
Bu eğitimlerle, hayvan davranışlarını öğrenen ve tehlike arz eden durumlarda
nasıl davranmaları gerektiği konusunda bilinçli bir toplum oluşturarak,
çocuklarımızı bilinçsizce köpekten kaçarken aracın altında kalmaktan
kurtarabiliriz.
Not: Milli Eğitim Bakanlığı, Belediyeler, Tarım ve Orman Bakanlığı, Sivil
toplum kuruluşları işbirliği yapmalı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder