20 Kasım 2010 Cumartesi

BİR SOKAK KÖPEĞİNİ SAHİPLENDİK!


KISIRLAŞTIRILDIKTAN SONRA, ONU APARTMANIMIZA GETİRDİK.
ÖYLE KORKMUŞTU Kİ İLK GÜNLER HİÇ SESİ ÇIKMADI. APARTMANIMIZDA YAŞAYAN UMUT ONA "USLU" ADINI VERDİ...
BİR DE ONUN İÇİN APARTMANDA YAŞAYANLARDAN ARTAN YEMEKLERİ TOPLAYABİLSEYDİK...

14 Kasım 2010 Pazar

BİZİ AFFET! SENİ KISIRLAŞTIRMAK ZORUNDA KALDIK...

İŞGALCİ İNSAN SUSSUN DİYE SANA BUNU YAPMAK
ZORUNDA KALDIK...
İnsansoyu, çevresindeki canlıları yavaş, yavaş yok etti. Yok ettiği canlılar daha çok kendisine yakın olan, bir dönem hizmetinden yararlandığı canlılar oldu.
Bir zamanlar evlerimizi farelerden koruyan kedileri gördüğümüzde kovaladığımız için, apartmanlarımızın çatı katlarında bile fareler cirit atıyor.
Dünyayı öylesine işgal ettik ki sokakta gördüğümüz kediye, köpeğe tahammül edemez olduk. Kendimizden daha güçsüz gördüğümüz her canlı karşısında ( kedi, köpek, kuş, at, ağaç, çocuk, yaşlı, hasta vs.) sorumluluk duyan bizler, yeter ki zalimlerin şikayeti azalsın diye onları görünmez yapmaya, azaltmaya çalışıyoruz.

72 SOKAK KÖPEĞİ KISIRLAŞTIRILDI.



AKÇAKOCA BELEDİYESİ DENGE VETERİNERLİK HİZMETLERİ İLE 3 GÜN İÇİN ANLAŞMA YAPTI.
AKÇAKOCA'DA YAŞAYAN 200 KADAR SOKAK KÖPEĞİNDEN 3 GÜNDE ANCAK 72 KÖPEK KISIRLAŞTIRILABİLDİ.
Akçakoca'da ilk kez başlatılan kısırlaştırma işleminin dörder ay ara ile devam edebileceği söylendi. Yalnız biz hayvanseverler barınak yapılmadan devam edecek kısırlaştırma işleminin sağlıklı ve insancıl olmayacağının endişesini taşıyoruz.
Çünkü 3 gün boyunca izlediğimiz kısırlaştırma işlemi sırasında, köpekleri küçük kafeslerde tutmak sorun yarattığından, köpeklerin tedavisi takip edilemeden köpekler serbest bırakıldılar.

2 Kasım 2010 Salı

YEREL HAYVAN KORUMA GÖREVLİSİ OLUN!

5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nun aşağıdaki maddelerini bilirsek,
Suç işleyen insanları uyarabilir, insani görevlerimizi yerine getirebiliriz;
MADDE 5. — Bir hayvanı, bakımının gerektirdiği yaygın eğitim programına katılarak sahiplenen veya ona bakan kişi, hayvanı barındırmak, hayvanın türüne ve üreme yöntemine uygun olan etolojik ihtiyaçlarını temin etmek, sağlığına dikkat etmek, insan, hayvan ve çevre sağlığı açısından gerekli tüm önlemleri almakla yükümlüdür.
MADDE 14. — Hayvanlarla ilgili yasaklar şunlardır:
a) Hayvanlara kasıtlı olarak kötü davranmak, acımasız ve zalimce işlem yapmak, dövmek, aç ve susuz bırakmak, aşırı soğuğa ve sıcağa maruz bırakmak, bakımlarını ihmal etmek, fiziksel ve psikolojik acı çektirmek.
MADDE 18. — Özellikle kedi ve köpekler gibi sahipsiz hayvanların kendi mekânlarında, bulundukları bölge ve mahallerde yaşamaları sorumluluğunu üstlenen gönüllü kişilere yerel hayvan koruma görevlisi adı verilir.
Dünya hepimizin… Ağacıyla, suyuyla, havasıyla, kuşuyla, kedisi, köpeğiyle hepimizin… Dünyanın efendisi olduğunu iddia eden insansoyu bu varlıkları korumazsa kendi yok oluşunu hazırlayacak. Biliyorum vaktiniz yok… İş, güç, ekmek parası… dert çok… Ama gözlerimizi kapamadan önce bir saniye düşünelim: Dünyada bize armağan edilen onca şey için ne yaptık? Onları koruyabildik mi? Arkamızda çöl, çöp, zehirli hava, moloz ve pis su mu bırakacağız yoksa bunu engellemek için bugünden mücadele mi edeceğiz?
Nasıl bir dünya sizi mutlu eder?

BİR CANLIYA ELİNİZİ UZATTIĞINIZDA YÜREĞİNİZ FERAHLAR...

Açlıktan kemikleri yapışmış nerdeyse... Akçakoca'da bu kadar hane var. 10 haneye bir köpek bile düşmez. Ama artan yemekleri diğer çöplerle birlikte karıştıran o kadar çok ki...
İnsanlık, buraya kadar... Daha tek bir komşumu artan yemeğini hayvanlara verirken görmedim.
Muhtemelen bana da çatlak gözüyle bakıyorlardır. Evet onca aç insan olduğunu asla göz ardı etmiyorum. O insanlar için farklı bir mücadele verilmeli. Bulaşığa dönmüş artık yemeklerinizi bırakın sokak hayvanları yesin... Eskiden ( Osmanlı zamanında) sokakları köpekler temizlermiş...

ŞANSLI ÇÖPÇÜ

Artan yiyeceklerimizi çöp torbasına koyup sıkı sıkı bağlayıp çöpe attığımızda kirliliğin artamasına neden oluruz. Yiyecekleri diğer çöplerden ayırırsak, dünyayı işgal ederek yok ettiğimiz canlılara olan borcumuzu bir nebze ödemiş oluruz. Bilinçli bir vatandaş da öyle yapmış.

Fotoğrafını çekerken bile nasıl ürkek bakıyor... her an kovacakmışım, tekmeleyecekmişim gibi...

Haklı da garip, nasıl anlasın ki bizleri, kimimiz tekemeler, kimimiz doyurmaya çalışır. Ama bu garip daha çok tekmelenmiş olmalı...:((