SEVGİLİ BAŞKAN, KIZINIZI KARA PRENSE VERİR MİSİNİZ?
Binbir gece masallarında; şöhreti sınırları aşmış, Kara bir Prens’in evlendiği kadınları nasıl yok ettiğini anlatan bir bölüm vardır; Bu Kara Prensin 40 odalı bir şatosu vardır. Kara Prens, evlenip şatosuna götürdüğü kadınlara “bir oda dışında bütün odalara girebileceklerini, ama 40. Odaya asla girmemelerini tembihlediği halde, kadınlar meraklarına yenilerek kapıyı açarlar ve bedelini hayatlarıyla öderler.
Büyük masraflar yapılarak inşa edilen Kurtsuyu Hayvan Bakım Merkezinin başına bir “KARA PRENS”in getirildiğini üzülerek öğrenmiş bulunuyoruz. Kurtsuyu Rehabilitasyon Merkezi yapılırken, tüm Düzce il ve ilçelerine hizmet verilecek şekilde tasarlandığı ve öyle lanse edildiği halde, İl Özel İdaresi tarafından apar topar Düzce Belediyesine devredilince Düzce Barınağı’nda sorumlu olan kişi Kurtsuyunun başına getirildi.
Akçakoca’nın mevcut barınağının yerine çok daha iyi bir bakımevi beklerken, Düzce Belediyesi ile anlaşmaların yapıldığı söylentileri artınca, ön yargıları bırakıp bakımevini yerinde görmek için gittik.
Bakımevine girerken, tertemiz bahçesinde keyifle kahvelerini içen “çalışanları” görünce, bizim barınaktaki çocukların durumunu hatırlayıp, içim cız etti. “ Elemanların şöyle bir oturup bir çay içecek yerleri olmasından vazgeçtim, doğru düzgün tuvaletleri bile yok” diye düşündüm. Pencereden içeri baktığımda Büyük ekran televizyonu da görünce “ Oooooo dedim, burası çiftlik” diye aklımdan geçse de, gece bekçisi bütün gece ne yapacak? Olsun o kadarcık...” dedim içimden.
Sonra Barınak Sorumlusu önümüze geçti, bakimevini gezmeye basladık. Koridorun bir tarafı Kısırlaştırma, diğer tarafı acil olarak ayrılmış, biraz ilerideki koridorda da ameliyat sonrası bakım yeri mevcut. Burada bir iki gün tutulan köpekler tamamen iyileşene kadar aşağıya götürülüyor ve iyileşince alındıkları yerlere geri gönderiliyor. Buraya kadar herşey normal. Ameliyathane, tedavi aşaması tüm eksiklerine rağmen olması gerektiği gibi.
Diğer binaya geçiyoruz. Burada küpelenmiş, kısırlaştırılmış geri bırakılmayı bekleyen köpekler var. Boylarına, cinslerine göre tasnif edilmiş. Gördüğümüz küçük ayrıntıları ve olması gerekenleri de anlatıyoruz. Pek kulak asmadıkarını fark etsek de.
Sonra aşağıya doğru devam ediyoruz. Aşağıdaki binanın dış tarafında yavru köpekleri görüyoruz. Yavru köpeklerin barınaklardaki bakımı bizim kanayan yaramız. Onların hijyen durumları, korunması, yeni gelenlerin eskilerle hemen karıştırılmaması çok önemli. Adımlarımızı o tarafa doğru yöneltirken;
KARA PRENS “ hayır ! “ diyor. “ O tarafa GEÇEMEZSİNİZ !” Biz buraya her yeri görmeye ve fikir sahibi olmaya geldik. “NEDEN YASAK” diye itiraz ediyoruz. “YASAK” diyor Kara prens, sertçe kolumuzdan yakalayıp bizi geriye doğru çekiyor.
YAVRULARI GÖREMİYORUZ.
Evet sevgili Başkanımız, bugün hep endişe ile bahsettiğimiz durumu gözlerimizle gördük. Yüreğimizde kocaman isyan ve hayal kırıklığıyla döndük. Biliyoruz mali sıkıntılarımız var ama vitrinden ötesine geçilmesine izin verilmeyen, gönüllülerin sokulmadığı bir yere bizim baktığımız hayvanlarımızı yollayarak onların yok olmasına neden olacaksınız.
Kara Prens oranın başında oldukça, biz hayvanlarımızın yaşamından endişe duyacağız. Siz çocuğunuzu her an endişe duyacağınız bir kara prense teslim eder miydiniz? KARA PRENS oradaki görevinden alınmadan ve gönüllülere serbest zamanlarda serbest giriş kartı verilmeden SUBAŞINA KÖPEKLERİMİZİN GÖNDERİLMESİNE RAZI DEĞİLİZ.
Ayrıca, orası 300 köpek kapasiteli olup, bugünden 150’ye yakın sayısı ile kapasitesinin yarısını doldurmuştur. Buradaki köpekleri göndererek şikayetleri önlemeniz mümkün değildir. Yok ederek, ormanlara atarak sorun çözülseydi biz hala bu sorunu