“KIRMIZI” SALI
O’nu, zabıta
arabasının arkasında bilinmez bir çöplüğe götüren süreç bir hafta önce başladı…
Tanrının kendine bahşettiği hormonları çalışmaya başlamış, kokusu 9 km. öteden
duyuluyordu. Gelinlik genç kızların saldığı kokular nasıl erkekleri baştan
çıkarırsa, onun kokusu da ilçede yaşayan onlarca köpeği baştan çıkarmıştı. Üç
gün aç bilaç sahipli-sahipsiz, uyuz, kel, topal onlarca köpekten kaçmaya çalışırken
bütün mahalleyi peşindeki sürü ile dolaşmak zorunda kalmıştı. Onun kaçmaya
çalışan perişan halini görerek kurtarmaya çalışan bir iki hayvansever (
insanoğluinsan olan) Onu kızgın erkek köpek sürüsünden ayırıp ayrı bir yere
kapatmaya cesaret edemediler. Zabıtadan yardım istedilerse de nafile…
Belediyeye, zabıta amirliğine yüzlerce telefon yağdı, tek dertleri bozulan rahatları olan “insan”lardan…” alın bu köpekleri yoksa zehirleyeceğiz.”
Ve cinayet hazırlık planları böyle başladı. Gizlice zehir alındı ve Salı günü günlerdir aç gezen köpeklerin önüne atıldı. Ve adını “Beyaz” koyduğumuz dişi köpek bütün suçsuz, günahsız hem cinsleri gibi ( Beyaz Dişi köpeğin suçu Fatmagül’ün suçundan fazla değildi.) acılar içinde can verdi. Tüm Akçakoca halkının gözleri önünde bile bile işlenen bu cinayeti kınarken, bu cinayeti işleyenlerin ve sebep olanların ilahi adaletin önünde hesap vermelerini ve benzer bir ölümle karşılaşmalarını diliyorum.
YAŞAMA SAYGI DUYMAYAN SEVGİSİZ İNSANSOYU NEREYE GİDİYOR?
NEFRET, gündelik dilimizde bütün çirkinliğiyle sevgiye, yaşama egemen olurken insanı insan yapan değerler hızla ölüyor.
Ve bizler egemen olan bu nefret dilini kullanırken; karşımızdakini hiçbir şekilde anlamaya çalışmadan küfür ediyoruz, araçlarla bağıra çağıra geçen seçim otobüslerine gıkımız çıkmıyor da doğası gereği havlayan köpeği zehirlemeye çalışıyoruz. Güçsüz gördüğümüze basıyoruz tekmeyi…
Sonra da insanız diye böbürleniyoruz, ne demekse. İnsan olmanın parayla pulla ölçülmediğini, insan bedeni taşımanın yetmediğini unutuyoruz.
Yüzyıllık ağaçları kesiyor, hormonları çalıştı diye dişi köpeği zehirliyoruz.
Belediyeye, zabıta amirliğine yüzlerce telefon yağdı, tek dertleri bozulan rahatları olan “insan”lardan…” alın bu köpekleri yoksa zehirleyeceğiz.”
Ve cinayet hazırlık planları böyle başladı. Gizlice zehir alındı ve Salı günü günlerdir aç gezen köpeklerin önüne atıldı. Ve adını “Beyaz” koyduğumuz dişi köpek bütün suçsuz, günahsız hem cinsleri gibi ( Beyaz Dişi köpeğin suçu Fatmagül’ün suçundan fazla değildi.) acılar içinde can verdi. Tüm Akçakoca halkının gözleri önünde bile bile işlenen bu cinayeti kınarken, bu cinayeti işleyenlerin ve sebep olanların ilahi adaletin önünde hesap vermelerini ve benzer bir ölümle karşılaşmalarını diliyorum.
YAŞAMA SAYGI DUYMAYAN SEVGİSİZ İNSANSOYU NEREYE GİDİYOR?
NEFRET, gündelik dilimizde bütün çirkinliğiyle sevgiye, yaşama egemen olurken insanı insan yapan değerler hızla ölüyor.
Ve bizler egemen olan bu nefret dilini kullanırken; karşımızdakini hiçbir şekilde anlamaya çalışmadan küfür ediyoruz, araçlarla bağıra çağıra geçen seçim otobüslerine gıkımız çıkmıyor da doğası gereği havlayan köpeği zehirlemeye çalışıyoruz. Güçsüz gördüğümüze basıyoruz tekmeyi…
Sonra da insanız diye böbürleniyoruz, ne demekse. İnsan olmanın parayla pulla ölçülmediğini, insan bedeni taşımanın yetmediğini unutuyoruz.
Yüzyıllık ağaçları kesiyor, hormonları çalıştı diye dişi köpeği zehirliyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder