5 Nisan 2013 Cuma

AKÇAKOCA'DA BÖYLE İNSANİ TABLOLAR GÖRMEK İSTİYORUZ...

KOLOMBİYA'DA BİR RESTURANT SAHİBİ, SOKAK HAYVANLARI İÇİN BESLENME DÜZENEKLERİ KURARKEN; BİZİM GÜZEL İLÇEMİZDE HAYVANLARI BESLEMEMİZ BİLE GÖZE BATIYOR!
Güzel bir Nisan akşamı, gün batımına doğru yürümek için evden çıktım. Keyfim yerinde... Sokakta karşılaşmayı umduğum canlarımız için etrafta kirlilik yaratmayan kuru mamayı da aldım yanıma... İnşaat halinde de olsa yürümek için en uygun yer Çınar caddesi... Sakin, sakin yürürken gözbebeğimiz gibi baktığımız aksak yaşlı kurdumuzu görüyorum.
Çınar Cafe'nin önünde dolanıyor, kahvenin önünden uzaklaştırmaya çalışıyorum, o kahvenin yan tarafındaki boşluğa sığınıyor. Boşlukta insanların ayakları altında olmadığı düşüncesiyle kuru mamayı önüne atıyorum. Kahve sahibi bayan hemen geliyor " Orada vermeyin" diye azarlıyor. Alttan alıp, "kusura bakmayın, toplarım şimdi" diyerek, köpeğin önünden kuru mamaları almaya çalışıyorum ama o kadar az ki hayvan çoktan yedi... Kadın ise hala söylenmekte... Oysa O'nu tanıyorum. Kedisi olan bayan bu. Hayvan sevgisini biliyor. " Hep böyle yapıyorsunuz" diye söylenmesine devam ediyor. Orada hiç hayvan beslemediğim halde yaptığı genelleme ağrıma gidiyor. İlk kez böyle bir halt işlemişim, düzeltmeye çalışıyorum, ortada tek bir pislik, mama tanesi kalmamış ama kadın günün stresini alttan aldığım için belli ki benden çıkaracak. " Köpeğin hatırı yoksa, sahibinin de mi hatırı yok" sözünün geçerli olmadığını, kadının ifade biçiminden anlıyorum. Dilenciye bile gösterilmemesi gereken kabalıkla karşı karşıyayım. Artık haksız olma durumundan çıkmışım, bir aşağılama durumu var; Egomun buna sessiz kalması mümkün değil.  
Kolombiya'daki örnek nerede? Bu hanımın söylenmesi nerede? Sabrım taşıyor; " Köpeğin önüne attığım yemleri toplamaya çalıştığım halde söylendiği için onu yüksek sesle kınıyorum. " Gitti, akşam keyfi:( 
Merkezi dolaşıp, aynı yere dönünce güzel bir tablo ile karşılaşıyorum.
Cadde kahvesinin önünde insanlar köpekleriyle birlikte oturmaktalar. Keyfim yerine geliyor. "Öyleleri varsa, böyleleri de var" diyorum içimden. Oturup, sütlü kahve söylüyorum, kendime... Yanında çikolatası ile servis edilen kahve keyfimi geri getiriyor.
Sakinleşince, Çınar Cafe'ye gidiyorum. Kadının tepkisinin, günün yorgunluğundan kaynaklanmış olabileceğini düşünerek, bana söylenmesindeki aşağılamanın farkına varmasını umuyorum. Ama öyle olmuyor. Haklı da olsam; karşı tarafın haksız davranışına maruz kalınca sabırlı davranmadığım için kendime kızıyorum. Egomun basit, sıradan bir aşağılama karşısında çözülmesine üzülüyorum. Çünkü; sabrın ve güzel sözün her insanın içindeki iyi tarafı ortaya çıkardığını biliyorum. Ben O işletme sahibinin içindeki iyi tarafı bir an için de olsa öldürmüş oldum. 
SON ZAMANLARDA ZEHİRLEMELERİN ARTMASININ NEDENİNİN, SOKAK HAYVANLARINDAN ŞİKAYET EDENLER YÜZÜNDEN OLDUĞUNU BİLMEK; Sabrımın sınırlarını zorlayan en önemli neden...
Sokakta karşılaştığımız hayvanı son kez görmüş olabileceğimiz düşüncesi sinirlerimizi harap etmiş durumda.
İNSANLARIN BENCİLLİĞİ, DÜNYANIN SADECE KENDİSİ İÇİN YARATILMIŞ OLDUĞU DÜŞÜNCESİYLE, DOĞAL HAYATA ZARAR VERMESİ ÇOK ÜZÜCÜ...
YAPTIĞIMIZ ZARAR ANLAŞILDIĞINDA ÇOK GEÇ OLACAK.
Çınar Cafe'nin sahibi,"siz hayvanları besleyince, buralar fareden geçilmiyor" diyor. Şikayet edeceğine o bölgede, kedi, köpek beslese fare de olmaz oysa...Hatta, bir mucize olsa; içinde aksak kurda karşı bir şefkat duygusu uyansa, insani yanı, anaç yanı galip gelse ve o boşlukta artık gidecek yeri olmayan o yaşlı kurda baksa, yanına kedi koyarak arkadaş olmasını sağlasa...( bu arkadaşlık, kediyi diğer köpeklerin saldırısından koruyacaktır)Ama belli ki dinlemeyecek...Şu an birçok şeye kızgın... hatta şu an sadece bana kızgın...benimle karşılaşana kadar onu bu duruma getiren herşeyi unuttu...Onu sevgisizliğe ve bir başka insanı aşağılamaya götüren neden ne ise, şu an hasır altında, pusuda bekliyor. Sağduyusunun galip gelmesi umuduyla oradan ayrılıyorum...(Yiyecek satışı ve üretimi yapılan hemen her işletmede fare sorunu vardır.Akıllı işletmeler, bu sorunu kedi bulundurarak çözmeyi tercih ederler.Belediye zabıtası, işletmeleri ciddi bir şekilde, şöyle bir dolaşsa, mutfak ve kilerlerinde hamam böceğinden tutun, fareye kadar her türlü haşereye rastlaması kaçınılmazdır.)   
Şikayet edenlere rağmen; Güzel Akçakoca'mızda, CADDE CAFE, KOMAGENE gibi kahve ve restoranları da görmek mümkün... Bunların çoğalması dileğiyle...
NOT : Hayvan dostu kahve, restoran ve otelleri bloğumuzda paylaşarak, Akçakoca'ya gelen,hayvansever turistlerimizin - ki çoklar- bu mekanlara gitmesini, hayvanlara kötü davranan yerlere gitmemesini tavsiye edelim...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder